Hayat kaynağımız suyun kıymetini biliyor muyuz? Su, hayattır. Su, medeniyet kültür ve her şeydir. Ab-ı Hayat olan can suyumuzun, ırmaklar, nehirler ve derelerimizin kıymetini biliyor muyuz?
Sularımız üzerinde büyük oyunlar oynanıyor. Hidroelektrik projeleri ile derelerimiz kuruyor. Yanlış kullanım yüzünden sel ve çığ felaketleri yaşanıyor. Anadolu çölleşiyor. Sanayi bölgesi Kocaeli'nin hayat damarı dereler ve su kaynakları çarpık sanayi ve yapılaşma tehdit ve tehlikesi altında. Yuvacık Barajı’nın su kaynakları kuruyor. Sapanca Gölü kuruyor. İlgili ve yetkilileri su kaynaklarını korumaya davet ediyoruz
Tehlike çanları çalıyor. İklimler değişti, kışın yaz, yazın kışı yaşıyoruz. Büyük bir çevre felaketi kapımızda. Hiçbir şey yokmuş gibi günümüzü gün etmeye devam ediyoruz. Büyük bir kuraklık yaşanıyor. Yağan yağmurlar ise adeta afet gibi yıkıp geçiyor. Su kaynakları ve ırmaklar göz göre göre kuruyor.
Kocaeli ve Sakarya Bölgesinin içme suyu ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü ve Yuvacık Barajı’nın kuruması tehlike çanlarını çalmaya ve SOS vermeye başladı. Kış aylarında kurumaya başlayan baraj ve gölde yazın tamamen su kesilecek ve susuzluk bölge için büyük tehlike oluşturacak. Basın ve medya kuruluşları konuyu gündeme getiriyorlar. Biz de bu köşede zaman zaman bölge ile ilgili haber ve yazılar kaleme alıp belgesel görüntüler paylaştık.
SAPANCA GÖLÜ NEDEN KURUYOR?
Sapanca Gölü’nü ilk kez 1975 yılında İstanbul’a gelirken otobüsün penceresinden gördüğümde içim coşmuştu. Gerçekten muhteşem bir göl. Bu göl her geçen gün yok oldu gitti. Gölün kurumasıyla ilgili gazetelerde hem yazılı hem de görüntülü haberler yayınlandı. Gerçekten bu haber önemli bir haber. Kocaeli bölgesinin de su ihtiyacı buradan karşılanıyor. Sapanca gölünün suyu Gebze bölgesine kadar da geliyor.
SAPANCA GÖLÜ KURUYOR!
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş, Sapanca Gölü ile ilgili “Kuraklık, içme suyu ve sanayi amaçlı kullanım nedeniyle yaz mevsimine 29,90´nın altına düşen kotla girilmesi uzun vadeli risk oluşturabilir” dedi. Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genel olarak Türkiye ve Sakarya çevresinde kuraklık yaşandığını belirterek, yağışların 2010 yılından itibaren ciddi şekilde düştüğünü söyledi.
Kuraklığın sadece Sapanca Gölü´nü değil, Kocaeli´nin su kaynağı Yuvacık Barajı´nı da etkilediğine dikkati çeken Keleş, içme suyu ihtiyacının karşılanması için Yuvacık Barajı´na Sapanca Gölü´nden ikinci hattın yapıldığını anımsattı. Keleş, Kocaeli´nin Sakarya´dan fazla su çektiğini öne sürerek, “Kocaeli´nin yanında endüstriyel kullanımlar da devam ediyor. Sapanca Gölü´nün içinde bulunduğu durum genel anlamda kuraklık olarak açıklanabilir. Bunun yanında kontrolsüz endüstriyel tüketimle ilgili söylemlerimizi saklı tutarak yani o söylemlerimizden vazgeçmemekle beraber, ana neden olarak kuraklığı vurgulamamız gerekiyor” diye konuştu.
“BAŞKA SAPANCA GÖLÜ YOK´
Sapanca Gölü´nün doğal boşalım kotunun 29,90 olduğunu kaydeden Keleş, normal şartlarda doğal depolama özelliğine sahip su kaynağında, sürekli göle giriş ve çıkış olmasının suyun kalitesi açısından önem taşıdığını dile getirdi. Göle giriş ve çıkış olmamasının suyun kalitesi açısından risk oluşturduğuna işaret eden Keleş, Sapanca Gölü´nün şu ana kadar hiç bu seviyeye düşmediğini aktardı. Keleş, sözlerini şöyle tamamladı: “Geçmiş yıllara baktığımız zaman 30-31 metrenin üzerindeydi.
Sapanca Gölü´nde ´kritik kot´ dediğimiz 29,90´a yarım metrelik seviye var. Bu, bir risktir ancak kotun altına düşüldüğü zaman ´gölden su almayacağız´ anlamına gelmez. Kuraklık, içme suyu ve sanayi amaçlı kullanım nedeniyle yaz mevsimine 29,90´ın altına düşen kotla girilmesi uzun vadeli risk oluşturabilir. Sapanca Gölü gibi çok değerli su varlığımız için bu riski sürekli vurguluyoruz ki tüketiciler ve koruyucular gölü böyle bir riskle yüz yüze bırakmasın. Su kaynağımız bugün nasıl titiz korunuyorsa yarın da aynı titizlikle korunmaya devam edilmeli çünkü ikinci bir Sapanca Gölü yok.”
YUVACIK DA TEHLİKEDE
Yuvacık Barajı ve Sapanca Gölü’nün neden kuruduğunu ciddi bir şekilde araştırmak gerekiyor. Burada Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na hem ihbar hem de suç duyurusunda bulunuyor. Baraj ve göldağlarda kaçak su kaynaklarının kendi su firmalarına kanalize eden bazı firmalar tarafından kurutulmakta. Ayrıca bölgedeki bazı turistik firmalar ciddi şekilde ağaç katliamına ve çevre kirliliğine neden oldukları için, o üzelim dağlar çölleşmekte ve yok olup gitmekte. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı acilen inceleme yaparak, su kaynaklarını acilen ortaya çıkarmalıdırlar.