İzmit’imizin Fevziye Camii 4 Mart 2018 de ikindi namazında yine kalabalıktı. Dr. Necati Günaltay’ın, dostları, meslektaşları, hastaları ve yakınlarından oluşan kalabalık bir cemaat bir hüznü paylaşmak üzere toplanmışlardı. Toprağın bereketi olan ince bir yağmur bu hüzne ayrı bir mana katıyordu.
Dr. Necati Beyi 1987 de mecburi hizmet yükümlüsü olarak geldiğim ve bu günkü adı SEKA Devlet Hastanesi olan İzmit SSK Hastanesinde tanımıştım. O, hastanenin çocuk hastalıkları uzmanı ben ise Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı olarak çalışmakta idim. Branşım aynı zamanda kan istasyonu sorumluluğunu üstlenmemi gerektiriyordu. Dr. Necati, poliklinik ve kliniğinde faydalı olma gayreti yüksek olan vasfı ile laboratuar hizmetlerimize çok önem verirdi. Ayrıca kan uyuşmazlığı sebebi ile oluşan yenidoğan sarılıklarında yapılan müdahele için kan istasyonumuzla irtibat kurup bu sorunlu vakaları çözmek için ayrı bir gayret gösterirdi. Bilgisi, kabiliyeti, gayreti ve çalışkanlığı ile daha önceden İstanbul’a havale edilen bu hastaların şifasını sağlayan kan değişimi dediğimiz zahmetli ve riskli hizmeti yapmaktan son derece mutlu olur ve bunu bizlerle de paylaşırdı.Çalışkanlığı yanında hekimliğin ahlaki kurallarına uyan, mesleğimizdeki ağabey –kardeş ve meslektaş dayanışmasını önemseyen tarzı ile hastanedeki diğer hekimlerin ve personelin sevip saydığı, deyim yerinde ise O, yıldız gibi fark edilen, örnek bir hekim arkadaşımızdı.
Dr. Necati Bey bu özellikleri ile halkımız tarafından sevilip-sayılan-aranılan bir çocuk hekimi olmuştur. 1975 li yıllarda 3-4 yıl Kandıra’da hükümet tabibi ve Belediye tabibi olarak çalışmış olması onun halkımız nezdinde bilinirliğini artıran bir durumdur. Kandıra’ dan Uzman olmak için İstanbul’a, Zeynep Kamil Çocuk Hastanesine gitmiş, orada da buradan giden şehrimiz insanlarına faydalı olmaktan kaçınmamıştır. Daha sonra iyi yetişmiş bir çocuk uzmanı olarak İzmit’e, 1981 de tekrar geri dönmüştür. Kandıra’da başlayıp İzmit SSK hastanesi ile devam eden hekimlik yaşantısı, Sivas’ta doğup büyümüş bu arkadaşımız tam bir İzmitli yapmış, şehrimizin sevilen- danışılan-aranılan bir çocuk hekimi olmuştur.
Samimiyeti, gayreti ve çalışkanlığı ile hem hastane hem muayenehanesinde sağlık hizmeti vererek, kendisinin verdiği bilgiye göre 300 bin çocuğumuza hekimlik yaparak, Kocaeli'li çocukların Doktor Amcası sıfatını kazanmıştı. Hastanede iken oradaki hizmetini özel muayenehanesi ile karıştırmayan, paralı işlerle hekimliğini bulaştırmayan bu hekimimiz, daha sonra hastanenin Başhekim Yardımcılığı ile SSK İzmit Hastanesinin Efsane Başhekimi Sn. Dr. Kemal Cebeci'nin idareciliğine de önemli katkılar vermişti. Emekli olup yalnız muayenehanesinde hizmet verirken de ailelerin kolayca ulaştığı, danıştığı, teşhis ve tedavilerinden istifade ettiği bir hekim olarak hizmetini sürdürmüştür. Yaptığı hekimlik ile vatandaşımız için güvenilir bir kapı, çocuklarımız için şifa dağıtan bir doktorumuzdu. Ayrıca Özel Cihan Hastanemizin ortağı ve danışman hekimi idi.
O’nun tam gün muayenehane hekimliği süresince , ben de laboratuarımda sağlık hizmeti verdiğim için mesleki irtibatımız sıkı bir şekilde devam etmiştir.Bazen mesleki ve sosyal konuları da görüşürdük. Muayenehane hekimliğinin Ak parti hükümetince SGK sistemine dahil edilmemesini bir haksızlık, mesleğimizin geleceği için bir olumsuzluk olarak değerlendirirdik. Bana ‘İbrahim, şimdi bir hasta, özel hastane veya tıp merkezine gittiğinde devlet ilacını, röntgenini ve muayene katkı payı vererek oralardaki çalışmayı destekliyor. Ama bana, muayenehaneme geldiğinde hiçbir katkı vermiyor. Buna rağmen benim hastalarım beni bırakmıyor. Ben hastalarıma daha güvenli ve ekonomik bir hekimlik hizmeti sunuyorum’ derdi. Ben de kendisine tabiî ki haklısın, Necati kardeşim. Ama bazı meslektaşlarımızın bu muayenehaneleri yanlış anlaşılacak şekilde kullanması, bizler gibi çalışanların ise buraların önemini yeterince anlatıp savunamaması, meslek odalarımızın da buraları sahiplenmemesi bu sonucu doğurmuştur, cevabını verir, ilgililerin dikkatini çekecek çalışmalar yapmamız gerektiğini paylaşırdım.
Velhasıl, Kandıra hizmeti dahil 40 yıla yakın Kocaeli’mizde hekimlik hizmeti yapan, kendi ifadesi ile 300 bin hastaya hekimlik yapıp onlara şifa vermiş olan bu değerli meslektaşımızı kaybettik. Bu meslektaşımız muayenehanesinde aktif olarak çalışmakta iken yakalandığı akciğer kanserine (maalesef çok sigara içerdi ve hastalığını bu tetiklemişti) yenilmiş, yapılan tedavilerden sonuç alınamayarak vefat edip aramızdan ayrılmış ve Kocaeli Kent Mezarlığı’na yerleşmiştir.
Mekanı Cennet olsun.