Öyle sayfalar vardır ki, boş görünürler ama çok şey anlatırlar.
Öyle sayfalar vardır ki, gösterişli yazılarıyla,
Olmasa da olur fotoğrafıyla karşınıza çıkarlar;
Ama o boş sayfalar kadar değerli olmazlar,
Olamazlar…
Sayfalar anlatır yazanları, nice yaşanan olayları.
Bakmakla değil, ancak okursan anlarsın o sayfaları.
Bazen okumak da yetmez! Önce gönül gözünden, sonra da vicdan süzgecinden geçirmen gerek.
Unutma ki tarihe not düşer, yaşanan her gerçek…
Sayfaların da dili vardır!
Onca çabayla hazırlanan, yok sayma onları…
İyi bak! Boş sanma o sayfaları,
Orda özgürce anlatılır ülkemizin her yaşananı…
O sayfaların her satırında:
Vatana bağlığımız da,
Milletimize sevdamız da,
Devletimize sadakatimiz de
Aydınlık yarınlarımız da yazar…
Hele ki, öylesine bir köşe vardır ki orda!
Doğanın da, doğaya can verenlerin de, renk katanların da sesi, kulağı olur…
Bir gün; yuvasından sökülüp atılan kuşların çığlıklarıdır,
Bir gün; yeşiline acımasızca kıyılan ağaçların hışırtısı,
Bir gün; tekmelenen sarman kedinin feryadıdır,
Günü gelir, katledilen nice karabaşları anlatır…
Boş sanma o sayfaları!
O sayfaların her köşesi ayrı bir değerin,
Teslim olmayan, teslim alınamayan nice kalemin adını taşır.
Susmazlar, susturulamazlar onlar;
Yüreklerinde vatan sevdası, yazılarında gerçekler vardır.
Acılarımızı, gözyaşlarıyla sular.
Başarılarımızı, sevinçleriyle kutsarlar.
Yalnızca doğruları yazarlar,
Sadece yazmakla kalmaz; aydınlık yarınların umutları da olurlar.
O sayfalara boş diye bakma, çok şey anlatırlar…
Bir havuz düşün!
İçinde su yerine nice gösterişli sayfalar…
Havuzun dışında ise orada yazısı olmayanlar…
Şimdi bak bakalım o havuza!
Hangisi boş?
Havuzu dolduranlar mı?
Yoksa
O boş sayfalar mı?