Pek çok insan affefme alışkanlığına sahip değil. Affetmede zorlanan kişiler, karşılaştıkları bir suç üzerinde fazla düşünüyor, olaya kafalarını takıyor, olayı tekrar tekrar yaşıyor, çok sinirleniyor ve alınganlıkları giderek artıyor.
Affedemeyen kişilerin kendilerine göre bir çok sebepleri vardır. Bize göre affetmenin önündeki en büyük engel derin düşünmektir.
Fazla ve derin düşünen kişiler, kafalarında hep olumsuz tablo oluşturuyorlar. Kötü düşünceleri zihinlerinden söküp atamıyorlar. Ya yukarı doğru karşılaştırmalar yapıyorlar ya da aşağı doğru. “Benden başarılı”, “İşten uzaklaştırıldı” gibi.
Fazla düşünmek, mutsuzluğu artırıyor, olumsuz ve önyargılı düşünceleri destekliyor, sorun çözme yeteneğini baltalıyor ve sorunların daha da büyümesine sebep oluyor. Bu şekilde kişinin hayatıyla ilgili kötümser ve çarpıtılmış bir bakış açısı oluşuyor. İşte affetmeyi zorlaştıran temel sebep bu kötümser bakış açısıdır.
Bu kötü düşüncelerden kurtulup affetmeyi öğrenmek için en kestirme yol, büyük resmi görmektir.
Aklımıza ne zaman derin bir düşünce gelse, kendimize “ Bir sene sonra bunun önemi olacak mı?” sorusunu sormalıyız. Bunun cevabını büyük resim içinde gördüğümüzde, endişelerimiz azalacak ve affetme kapasitemiz artacaktır. Size kötülük yapan birini düşünün: Bu olay bir ay, altı ay veya bir sene sonra hepsini unutup unutmayacağınızı düşünün.
Kendinizin ölüm döşeğinde olduğunu hissedin. O zaman şimdiki sorunun bir önemi var mı?
Size yapılan kötülüğü zaman ve mekan çerçevesinde düşünün. Biz samanyolu galaksisinde küçük bir parça değil miyiz? Bu uçsuz bucaksız evrende bize yapılan haksızlık ne kadar önemli? Şu anda yaşayan insanlardan 150 sene sonra hayatta kalan olacak mı? O zaman bu kötülükleri veya haksızlıkları büyütmeye gerek var mı?
Her biten günle işinizi bitirin. Siz elinizden geleni yaptınız. Hatalarınız olabilir. Size kötülük yapanlar olabilir. Affedin, unutun . Yarın yeni bir gün…