Bizi inciten, bize kötülük yapan insanları, kendimizin fiziksel ve duygusal yönden sağlıklı olması için affetmeliyiz. Affetme alışkanlığını kazanmamız gerekir.
Bize kötülük yapanları affetmediğimiz zaman acımız giderek artar. Her gün daha çok acı çekeriz.
Kin ve intikam peşinde koşmak bize bir şey kazandırmaz. Kin tutmanın faydası sigara içmeye benzer. Uzun vadede zarar, kısa vadede keyif verir.
İntikam tutkumuz içimizi kemiren bir arzuya, delice bir tutkuya dönüşebilir.
Bilimsel araştırmalar kızgın ve dargın insanların, kendiliğinden bağışlayan insanlara göre daha sık kalp krizi geçirdiğini gösteriyor. İçlerinde öfke ve dargınlık barındıran insanlar kendini kaybetmeye daha yatkındır. Ayrıca bu insanlar şiddete karşı eğilimlidirler. Alkol ve ilaç kullanma ihtimalleri daha fazla ve uzun süreli pozitif insan ilişkileri kurmada daha beceriksizdirler ( Edward M. Hallowal , Affetmek Üzerine, İstanbul, 2004, s. 46).
Abraham Lincoln diyor ki: “ Düşmanlarımı, arkadaşlarım yaparak mahvettim.”
Affetmek, kişinin kendi üzerinde çalışmasıdır. Başına gelen tatsız olaydan faydalanarak kendini geliştirmesidir. Affetme alışkanlığı, sağlıklı ilişkileri güçlendirmenin kapasını açar. Affedebilen kişiler, aileleriyle, arkadaşlarıyla, ilgilendikleri gruplarla, kısaca herkesle iyi ilişkiler kurmak için kafa yorarlar. Yani kendi üzerlerinde çalışırlar.
Önemli olan kendi hayatımızı güçlerdirmektir. Kin ve intikam duyguları kimseye bir şey kazandırmaz.
Çocuklarımıza affetmeyi öğretmemiz gerekir. Çünkü çocuklarda intikam alma yeteneği kendiliğinden gelişiyor. Oysa affetme yeteneği kendiliğinden gelişmiyor. Onu ayrıca öğretmemiz şarttır. Affetmeyi öğretmek, fen ve matematik öğretmekten çok daha önemlidir.