İnsanlarla, uyum, anlayış, uzlaşma içinde ilişki nasıl kurabiliriz? Hangi insana kendimizi yakın hissederiz? İnsanlara yakışır şekilde, dostça bir ilişki kurmak çok mu zor?
Lokanta, kafe gibi yerlerde insanlara dikkat edin. Eğer iki kişi oturmuş sohbet ediyorsa aralarındaki ilişkinin dostane olup olmadığını hemen anlarsınız. Eğer sohbet ederken biri karşısındakine doğru eğilmişse otuz saniye kadar sonra karşısındaki de ona doğru eğilecektir. İkisi de benzer hareketleri yaptığı zaman aralarında bir dostluk kurulacaktır. Bunun sebebi nedir?
İnsanlar kendilerine benzeyen insanlardan hoşlanırlar. Genel olarak ilgi alanları, kültür yapısı bize benzer insanlar sever, onlarla birlikteyken mutlu oluruz. Sevdiğimiz insanlarla uyum içinde olma ihtimalimiz fazladır. Sohbet ederken karşımızdaki kişi bize pozitif tepki veriyorsa uyumu sağlamışız demektir.
Bir kişiyle tanıştığımızın ilk dakikalarında bizde genellikle bir “evet” veya “hayır” duygusu uyanır. Bu ilk izlenimdir. İlk izlenim ilk 4 saniye içinde oluşur ve neredeyse kalıcı olur. Bu ilk izlenim karşımızdaki kişiyle ilgilidir. Bu duygunun onun dini, siyasi partisi, ürünleri veya hizmetiyle ilgili değildir. Onun uyum sağlamasıyla ilgilidir.
İlk karşılaşmamızda beynimizde milyonlarca nöron aktif hale gelir ve kişinin yüksek statüde mi, alçak statüde mi, itici mi, çekicimi olduğuna göre onun hakkında kararını verir. Zihin karşımızdaki kişinin dış görünüşüne özen gösterip göstermediğini not eder.
İşte dostluk kurma ile ilgili bilimsel bir araştırma:
İki kişiden beraberce bir insanı mülakata almaları istenmiştir (Rowshan, s. 145). Mülakata girecek olan taklit yeteneği güçlü bir aktördür. Aktörden mülakat yapan iki kişiden mimikleri, duruşu ve hareketleri de dahil bir tanesini mülakat sırasında aynen taklit etmesi istenmiştir. Mülakat bittikten sonra o iki kişiden mülakata giren aktör hakkında görüşleri sorulmuştur. Taklit edilmeyen şahıs, aktörün normal sıradan bir insan olduğunu, önemli bir özelliğinin bulunmadığını söylemiştir.
Taklit eden kişi ise aktörü övmüş birçok özellikleri olduğunu söylemiş. Tıpkı bana benziyordu, kanım kaynadı, aramızda bir dostluk kuruldu diye ifade etmiş.
Unutmayalım: Beden dilimiz ve fiziksel görüntümüz ne kadar beğenildiğimizin ve ne kadar ikna edici olduğumuzun anahtarıdır.
Kaynaklar
• Arthur Rowshan, Stres Yönetimi, çev. Şahin Cüceloğlu, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1998.
Zülfikar Özkan, Kazandıran Beden Dili, Hayat Yayınları, İstanbul, 2016