Prof. Dr. Sadık Kemal TURAL

Estetik Duyarlılık Konusunda Kavramlaştırma Denemesi - 2

(İKİNCİ BÖLÜM)

Allah, hâlik (yaratıcı) sıfatıyla, her şeyin kendine özgü özellikleriyle ve yaratılışına uygun olarak devam ettiği zaman düzen oluşturacağını belirttiği bir sistem kurmuştur. İnsan da dâhil, her bir varlık hem kendi içinde hem de diğer varlıklarla işlev bakımından tamamlayıcı, devam ettirici, zenginleştirici bir yapıya sâhiptir. Hâlik’in halk ettiği mahlûkların her birinin, ‘kendine özgü’ şekli vardır; bu form, şekil, renk, oran hoş veya güzeldir. İnsanı ürpeten yılanın derisindeki renkler ile tavus kuşunun tüylerinin üstündeki renklerin her ikisi de güzeldir. Varlıkların dış yüzü yanında, bizimle kurdukları ilişkilerde de onların yaratılış özelliklerine uygun olmak şartı vardır; bu da bir düzendir.

Aslanın muz, maymunun geyik yemesi, insanın uçması, tilkinin evcilleşmesi, çocuğun evlenmesi, suyun yanması, taşın soğuk veya kaynar suda erimesi; ağaçların hareket etmesi, çiçeklerin dört mevsim canlı kalması mümkün değildir; bu imkânsızlık, bu varlıkların KENDİNE ÖZGÜ olma özelliğinden doğuyor. Varlıkların özellikleri tesadüfen’ denilemeyecek kadar incelikler taşıyan bir düzendir. Bu düzenin kendi kendine oluştuğunu söyleyecek kadar düşünme özürlü olmayanlar, kâinatı yaratanın, varlıkların herbirine ayrı bir işlev yüklediğini de çözebilirler. Allah, yarattıklarının her biri için özel biçim (tanım) verir; yarattıklarını esirger, bağışlar; korur; beslenmesi, barınması, korunması için rızıklandırır; her bir varlığa karşı âdildir; her kudretin üstündeki yönetici ve yönlendiricidir; hiçbir zaman değişmeyen diridir; varlıklara işlevlerini, görevlerini, kendine özgülüklerini öğretir; bu güzelliklerin üstünde ve benzersiz bir güzeldir (Musavvir, Rahm an, Rahim, Rezzak, Adi, Kayyum, Hayy, Rabb, Bâri, Bedî’, Lâtif). Bu on bir özellik Allah’a aittir. Bunlardan beş tânesi konumuzu doğrudan ilgilendiriyor. Allah’ın doksandokuz güzel isminden (esmâ-ı hüsnâ) beşi estetik ifâde tarzına işaret ediyor.

Musavvir, savere kökünden geliyor, tasvir kelimesi de aynı kökten: Mu savvir, şekillendirici, biçimlendirici, form, renk, oran, boyut kazandırıcı; yarattıklarının kendine özgülüklerini belirleyici, tek tek parçaları birleştirici anlamlarına geliyor.

Musavvir adı bakımından, Allah, en ulu sanatkârdır.

İkinci isim Bâri bir model, örnek olmaksızın yaratan anlamına geliyor; Allah modelleri, formları, renkleri belirleyip, onları objeleştiriyor.

Üçüncü isim Bedî’ güzellikleri yaratan, sanatkârane yaratan, estetik heyecan uyandırıcı biçimde yaratan, form, model, renk kazandıran anlamına geliyor.

Dördüncü isim Lâtif güzellikleri bünyesinde toplayan, yarattıklarının her türüne ait farklı olan ihtiyaçlarını en ince noktasına kadar bilen ve sezilmez, kavranmaz yollarla karşılayan demektir.

Beşinci özellik ise, Hâlik adının içindeki anlamın bünyesindedir: Hâlik, şekilleri, biçimleri, oranları, renkleri, boyutları, işlevleri kendisi takdir edip, özelliklerini de belirleyerek objeleştiren anlamındadır.

Bu özellikler, ses’i, renk’i, biçim’i, boyut’u, oran ’ı, parçalar arası ilişkiyi, özel ve benzersiz bütünlük (kompozisyon)ler hâlinde yaratan Allah’ın en büyük sanatkâr olduğunu gösteriyor. Kavrayışı, sezgisi, zevkleri, idrâki yüksek insanlar, varlıklar dünyasındaki her bir objenin etkileyici, estetik uyarıcı yönlerini görebilirler.                                                                       (DEVAM EDECEK)