Umut dolu olmanın akademik performans üzerinde belirgin derecede pozitif bir etkisi vardır.
Umut, bir kimsenin kişisel yaşamındaki olay ve durumlarla ilgili olumlu sonuçlar çıkabileceği ihtimaline dair duygusal inancıdır.
Başarıya giden yolda umut zekâdan daha önemlidir. “ Umutla yolculuk etmek, gidilecek yere varmaktan çok daha zevklidir” der Robert Louis Stevenson.
Umut duygumuzla bağlantımızı yitirdik. Oysa umut kişiye itici bir güç verir. Bu sebeple umutsuzluğa düşmemeliyiz.
Umut dolu kişiler, canlıdır, enerjiktir ve yaşama bağlılıkları yüksektir, çevrelerine pozitif enerji yayarlar. Hayat onlar için daha anlamlı ve değerlidir.
Bundan dolayı aslında en büyük başarıların da en büyük hayal kırıklıklarının da sorumlusudur.
Büyük umutlar taşıyan öğrenciler, diğer öğrencilere oranla daha yüksek not ortalamalarına sahip oluyor.
Umut, bireylerin plan yapmalarına ve hedefleri için mücadele etmelerine imkân veren bilişsel bir süreçtir.
Araştırmacılara göre, umudunuz yoksa, sizi zorlamayan dolayısıyla da gelişmenize yardımcı olmayacak, kolay erişilebilir hedefler seçmek zorunda kalırsınız.
Umut, iyimserlikten farklıdır. İyimserlik, kişinin kendi eylemlerini göz önüne almadan yaptığı işten pozitif bir sonuç beklemesi anlamına geliyor. Umut ise, kişinin plan yaparak hedefe ulaşmada aktif bir katılım sağlamasıdır.
Her alanda umut etmeyi öğretmemiz gerekmektedir.
İmam-ı Azam’ın ifadesiyle: “ Asla birilerinin umudunu kırma, belki de sahip oldukları tek şey odur.”