Övgülerimiz bol, eleştirilerimiz kıt olsun. İnsanları azarlamayı bırakıp övmeye başlayalım. Unutmayalım: Ödüllendirilen davranış tekrarlanır.
Samimi bir övgü kişinin kalbini harekete geçirir.
Bununla birlikte övgülerimiz çok azdır. İnsanlar iyi bir şey yaptıklarında, yaptıklarını fark edelim ve takdir edelim.
Araştırmalara göre, kötü olaylar hakkında fazla düşünmek kişinin zihinsel kaynaklarını tüketiyor. Okumak yazmak gibi günlük aktivitelere dikkatlerini vermelerini zorlaştırıyor.
BİRÇOK KİŞİ KÖTÜ BİR OLAY KARŞISINDA KENDİ OLUMSUZ YANLARINI DÜŞÜNMEYE BAŞLIYOR. Bir öğretmenin eleştirisi, sosyal aşağılanma, ne olduğu belirsiz bir hastalık belirtisi gibi olayları fazla düşündüğümüz zaman kafamızdaki olumsuz tablo iyice canlanıyor. Ben başarısızım gibi…
Olumsuz düşünce olumsuz düşünceyi çekiyor. İnsan hangi düşünceye yoğunlaşırsa onu büyütüyor, besliyor ve çoğaltıyor.
Mutlu insanlar olumsuz düşünceleri kafalarından kolayca atabiliyor. Mutsuzlar ise olumsuz düşüncelere iyice takılıyor.
Mutlu insanların davranışlarını taklit edelim ve fazla düşünmekten ve sosyal kıyaslamalar yapmaktan uzak duralım.
Ralph Waldo Emerson’un şu sözünü bir karta yazıp cüzdanımıza koyalım. Derin düşünceler daldığımızda cüzdanımızdan çıkarıp okuyalım: “Her biten günle işini bitir. Elinden geleni yaptın; elbette hataların olmuştur, onları olabildiğince çabuk unut. Yarın yeni bir gün, ona, eski saçmalıklarınla uğraşmayacak kadar sakin ve canlı başla.”
Kaynaklar
• LYUBOMİRSKY, Sonja, Nasıl Mutlu Olunur? Ketebe Yayınları, İstanbul, 2019.
• ÖZKAN, Zülfikar. Beynin Mutluluğa Ayarlanması, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2021