Bir varmış bir yokmuş Allah'ın günü darı tanesinden çokmuş. Var varanın vur vuranın kavga edenin hali yamanmış. Masal diyarındaki mutluluk ülkesindeki köylerin birinde akrabalar hep beraber yaşarmış.
Her şeyi yemek yemek vakit geçirmek eğlenmek hep beraber yapılan işlerdenmiş. Çocuklar birbirleriyle okula gider, kuzen olan çocuklar bir gün birinde bir gün diğerinde vakit geçirirlermiş. Çocuklardan biri kuzeninin kolundaki bileziği çok beğenmiş. Onların evindeyken bakmış beğendiği bilezik komidin üzerinde duruyor. Ve çocuk her gün birlikte olduklarının farkında olduğu için izin almadan bileziği koluna takmış sonra da kendi evine gitmiş. Bir süre sonra evcilik
oynadıkları odaya annesi fasulye ayıklamak için fasulyeler ve ayıklama kabıyla odaya girmiş. Annesi
-Kızım o kolundaki ne?
-Bilezik kuzenimin kolundaydı o çıkarınca komodin üzerinden ben alıp taktım.
-İzin alıp haber verin mi?
-Hayır!
-O zaman sen hırsızlık yapmışsın. Kimsenin bir şeyini izin almadan alırsan bunun adı hırsızlık olur. Büyük bir şaşkınlıkla ağlayarak;
-Şimdi ben hırsız mı oldum?
Annesi;
-Çok üzüldüysen ben bunu habersiz aldım ve çok üzüldüm de ve gel.
Çocuk ağlayarak gitmiş ama o kadar utanmış ki bileziği yerdeki paspasın üzerine bırakmış, zile basıp kaçmış.
Sevgili çocuklar bugünkü masalımız bu kadar. Bundan çıkaracağımız anlam şudur ki izin almadan başkasının eşyasını almamak lazım. Hatta annenizin bile!