Sevgi ve Özgürlük-2

“Eğer bu dünyada gerçek barışı öğreteceksek ve eğer savaşa karşı gerçek bir savaş vereceksek, işe önce çocuklarla başlamamız gerekmektedir.” Mahatma Gandhi

Bundan önceki yazımızda, “sevginin ve özgürlüğün öğrencilere nasıl kazandırılabildiğin” den bahsetmiştik. Dört maddesini anlattığımız bu konunun diğer maddelerini anlatmaya çalışalım.

5. Sevgi insanın önemli gereksinimlerinden biridir: Sevgi, insanın önemli gereksinimlerinden biridir. İnsan sevmediği, sevilmediği ortamlarda çok acı çeker.

Çünkü insan, yaşamı boyunca sevgi peşinde koşmak­ta, onu aramakta, yani sevgi dolu bir ortamda yaşamak istemek­tedir.

Nitekim "iki gönül bir olunca, samanlık seyran olur, beni aç, susuz bırakın; fakat ne olur sevgisiz bırakmayın" söz­lerinde bu gerçek dile getirilmektedir.

Öğrencinin de eğitim ortamında sevgiye gereksinimi var­dır. Sevdiği öğretmeninin dersinde başarısız olan öğrenciyi bul­mak çok zordur. Öğrenci öğretmenini ve  dersi seviyorsa, o alanda daha başarılı olur.

Eğitimin kurallarına uyabilir; onla­rı savunur. Öğretmen ve derse karşı olan olumsuz tutum ve davranışlardan da vaz geçer.

Baskı, korku, ceza gibi istenmedik değişkenlerin baskın olduğu eğitim ortamlarında, öğrenci göstermelik bir saygı ve uyum içindedir.

Sırf sınıf geçmek, dayak yememek, azarlanmamak, küçük düşürülmemek, ceza görmemek için çalışabilir; kurallara uymuş gibi davranabi­lir. Bu gibi ortamlarda öğrenci gerçek duygu ve düşüncelerini bastırmıştır. Uygun yer ve zaman gelince öğretmen ve derse karşı olan tutumunu ortaya koyabilir.

Bu yüzden insanın sevgi gereksinimini giderebilmek için, eğitim ortamında duyuşsal alanla ilgili hedef davranışları kazan­dırıcı değişkenler işe koşulmalıdır. Eğitim ortamı, öğrencinin sevme, sevilme ve benimsenme gereksinimini giderecek biçim­de planlanmalıdır.

Bunun için öğrenme-öğretme ortamı şöyle düzenlenebilir:

-Öğretmen sorunların çözümlenmesinde öğrenciye seve­cenlikle, içten yardım etmelidir. Bu yardım hiçbir zaman onun yüzüne vurulmamalıdır.

-Öğretmen, öğrenci istendik davranışı gösterdiği zaman, kurallara uygun olarak pekiştireç vermelidir.

-Öğretmen öğrencinin acısını, üzüntüsünü, sevincini vb. paylaşmalıdır.

-Öğrenci ne yaparsa yapsın, öğretmen hep yanında olmalı; onu dışlamamalı; fakat tutarsız davranışına karşı çıkmalıdır.

-Öğrencinin arkadaşlarını ve diğer varlıkları sevmesini sü­rekli desteklemeli; bunlar için uygun ortamlar (gezi, eğlence, araştırma, inceleme vb.) oluşturmalıdır.

-Öğretmen dürüst olmalıdır. Olduğu gibi görünmelidir; fa­kat tutarsız davranış göstermemelidir. Yalan söylememeli, ken­dini övmemeli, verdiği sözde durmalı, eleştiriye açık olmalı, sınıf içinde başka, sınıf dışında başka olmamalıdır; çünkü sevgide saydam olmalıdır.

-Öğretmen taraf tutmamalı; âdil olmalıdır. Öğrenciyi hiçbir zaman karşısına almamalı, onu reddetmemelidir. Yapılan tutar­sız davranışa karşı çıkmalı, öğrencinin davranışı düzeltmesine imkân ve fırsat vermelidir. Kubaşık çalışmaya, kişisel çalış­madan daha çok ağırlık vermelidir.

-Öğretmen demokratik bir ortam oluşturmalıdır. Karar ve il­keler öğrencilerle birlikte almalı; her türlü eleştiriye açık olma­lıdır; çünkü sevgi tutarlı bilgiye dayalı, çoğulcu demokratik, öz­gür bir ortamda boy verip gelişir.

-Öğretmen bilgiyi sınıfa getirmeli; öğrencilerin istendik davranışları kazanmasında her türlü etkinliği, eğitim ortamında işe koşmalıdır; çünkü sevgi bilgi ve duygunun incelmesi, tutarlı olması ve zenginleşmesidir. Bunun için öğrencilerine üstesinden gelebileceği görevler vermeli; bunların yapılmasında yardımcı olmalı, yol göstermelidir.

-Öğrencinin arkadaşlarını, ulusunu, insanları ve diğer var­lıkları sevmesi sürekli desteklenmeli; bunlar için uygun ortam­lar düzenlenip işe koşmalıdır.

6. Sevgi, bencil olmama, her varlığın birbiriyle ilişkisini belirleyip bu ilişkileri tutarlıya doğru geliştirme, sorunların çözü­münde kubaşık çalışmadır: Bugünkü bilimsel veriler, bu sonsuz evrende tüm varlıkların birbirleriyle doğrudan, ya da dolaylı ilişkiler içinde olduğunu göstermiştir. Her varlığın bu sonsuzlukta bir iş görüsü, görevi bulunmaktadır. Birinin varlığı, ya da yokluğu diğerini de etkilemekte ve değiştirmektedir.

Bu sorunları hiçbir kişisel çıkar düşünmeden çözmek için, insanlar tüm güçlerini birleştirip sorunların üstüne gitmeli­dir. İşte bu kubaşık çalışmadır. Evren tüm varlıklarındır. Onların varlıklarının ya da yokluklarının neye mal olduğunu bilen bir anlayışla, insan düşüncelerini geliştirip duygularını zenginleştirmelidir. Bunun bir yolu da eğitimden geçer.

Sevgi ancak tutarlı bilginin, özgürlüğün olduğu demokratik bir ortamda öğrenilip daha kolay geliştirilebilir. Çünkü özgürlük, seçeneklerin çokluğuna ve bunların kullanılmasına bağlıdır ve sorumluluk ister.

Kişiye sunulan seçenekler ne denli çoksa ve kişi de bu seçeneklerden istediğini kullanma hak­kına ve olanağına sahipse, o denli özgür sayılabilir.

Bilim ve teknik, aynı zamanda yıkımın da nedeni olabilir; çünkü bilimin yüreği yoktur. Tutarlı bilgi insanların, doğanın ve kozmostaki varlıkların çıkarını denge içinde tutan, onların daha güzel, iyi, âdil, erdemli bir bi­çimde yaşamalarını sağlayan bilgidir.

“Asıl özgürlük kendine karşı özgür olmaktır. Bir çocuğun kazanacağı ilk zafer, kendine karşı ayartıcı duygulara karşı kazandığı zaferdir.”

Sevgiyle kalın…