Türkiye'de kırtâsiyecilik (bürokrasi) neden hep ağır aksak yürümüş, şimdi anladım: Şu "klasör" denen Fransızca kazulet ve rezâletlerden bir türlü kurtulamadık, işte bu yüzden...
İşin yoksa getir "klasör"leri, götür "klasör"leri, biriktir "klasör"leri... Resmî dâireler yerden tavana, duvardan duvara "klasör" doldu; arşivler "klasör" dağları oldu. Koltuğunun altında, elinde, kucağında "klasör"lerle memurların dolaştığı resmî dâirelerde her şey, her yer karışık, dolaşık, çapraşık...
***
"Yazılı kâğıtları düzenli ve sıralı bir biçimde korumak için kullanılan mukavva veya plastikten telli kap" ihtiyâcını karşılamak için yıllardan beri devletimizin tercihi hep "klasör"ler oldu.
Oysa "klasör" yerine TDK, "Dil Devrimi" ve RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) Şirketinin yüzde yüz yerli ve millî malzemelerden îmâl ettiği "sıralaç" alınıp kullanılsaydı şimdi her şey farklı olabilirdi...
Neden mi?
Daha "sıralaç" ismini duyar duymaz bütün karışık dosyalar sıraya girip düzelmeye, memurlar hizâya gelmeye başlıyor çünkü.
Bilgisayarlara yüklediğimiz "klasör"leri de teker teker çöp kutusuna atıp bundan sonra "sıralaç"ları sıralasak format atmak zorunda kalmayız bence...
***
Çünkü bu "sıralaç" her bir evrâkı, dosyayı sırasına göre sıraya koyar. Memurlar sırası geldiğinde her resmî işi eliyle koymuş gibi bu "sıralaç"tan buluverip çıkartır...
Sırası gelmişken dikkatinizi çekerim:
Bakın, bunun adı "sıralaç"... Ne kadar öz Türkçe olduğu besbelli değil mi? En az "uyarlaç, yoğunlaç" kadar...
Onların ayarında ve değerinde...
Karışmaz, yığılmaz, ağırlaşmaz, kırılmaz, paslanmaz; darbelere dayanıklı, uzun ömürlü...
Not: Peki, Fransızın "dosya"sından da kurtulur muyuz? Hele durun, önce şu "klasör" engeli bir aşılsın, "dosya"nın da defteri dürülür bir gün...
Ey TDK, ne duruyorsun?
Şu "dosya"nın öz Türkçesini hâlâ yapmamışsın!
Elinde Türkçe kök mü kalmadı, eklerin mi tükendi?
Şöyle "sıralaç" kalitesinde görünecek, "süreç" kadar olmasa da epey kullanışlı bir kelime bekliyoruz senden.