(ALTINCI BÖLÜM)
Dil ilmi târihindeki birçok çalışma, ana dili gelişiminin iki dillilerin sosyal ve akademik hayatları üzerindeki etkilerini keşfetmeye odaklanmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda iki dilliliğin çocukların dil, duygu ve zihinle alâkalı gelişimini olumlu yönde etkilediği, iki dilli çocukların zihnî meselelerde tek dilli çocuklardan daha üstün kabiliyet sergilediği görülmüştür. Ayrıca iki dilli çocukların yaratıcı düşünme becerilerinin tek dilli çocuklara göre daha gelişmiş olduğu da bilinmektedir.
Yukarıda bahsedilen bulgular, iki dilliliği ve dolayısıyla çocukların ana dili eğitimi yoluyla ilk dil gelişimini desteklemek için sunulabilecek sayısız delil ve bilgilerden sâdece birkaçıdır. Birçok dil uzmanının önemini özellikle vurguladığı ana dili eğitiminin iki dilli çocukların duygu ve zekâ ile bağlantılı, gelişim süreçlerine katkı sağladığı bilinmektedir. Hollanda’da yaşayan Türk kökenli iki dilli çocukların dil gelişimini araştıran uzmanlar, bu çocukların Türkçe dil gelişimlerinin Türkiye’de yaşayan akranlarına göre daha yavaş ilerlediğini bildirmiştir. Başka bir çalışmada ise Hollandaca eğitim alan iki dilli Türk çocukların tek dilli Hollandalı akranlarının ve Türkiye’de yaşayan Türkçe konuşan akranlarının akademik olarak gerisinde kaldığı görülmüştür. Ayrıca, Hollanda’da yaşayan iki dilli Türk çocuklarının, birinci ve ikinci dil gelişiminin kaçınılmaz olarak birbiriyle ilişkili olması sebebiyle her iki dilde de ana dili yeterliği olmadığı belirtilmiştir. Bu bulgu, birinci dil, yâni ana dili gelişiminin akademik olarak desteklenmemesi gibi etkenlerin ikinci dil gelişimine doğrudan etkisinin en sarsıcı örneklerinden biridir.
İki dilli çocukların akademik bir ortamda ana dil eğitimi almalarının önemi, konuyu farklı açılardan değerlendiren çalışmalarda da vurgulanmaktadır. Bu çalışmaların çoğu, ana dili yeterlilik düzeyinin ikinci dilin öğrenme sürecini etkilediği sonucuna varmıştır. Bu sebeple sâdece ev ortamında ana dile mâruz kalıyor olmak ve ana dili eğitimi alamamak çocuğun sâdece ana dili gelişimini değil, ikinci dil gelişimini de engellemektedir. Nitekim ev ortamında ana diline, okul ortamında ikinci diline mâruz kalan çocukların her iki dilde de dil gelişiminin yetersiz olduğu bilinmektedir. Ayrıca, ikinci dil öğrenme hızı da ana dil gelişiminden büyük ölçüde etkilenmektedir. Konuya dâir yapılan çalışmaların birinde ana dilini akademik bir ortamda öğrenen çocukların ikinci dillerini daha hızlı öğrendiği ve bu dildeki yeterliliklerinin akademik ortamda ana dilini öğrenmeyen çocuklara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Dolayısıyla iki dilli çocukların akademik ortamda aldıkları ana dili eğitiminin onların ikinci dil gelişimlerini, zihin gelişimlerini ve dolayısıyla akademik başarılarını olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Ancak, ana dili eğitiminin faydaları, yalnızca dil ve zihinle bağlantılı beceriler üzerindeki etkileriyle sınırlı değildir. Ana dilinin gelişiminin akademik olarak desteklendiği durumlarda, bu kişilerin içinde yaşadıkları toplumun baskın dilindeki dil becerilerinin arttığı ve bu durumun iki dillilerin sosyal ilişkilerini olumlu yönde etkilediği gözlemlenmiştir.
Özetle, ana dilini akıcı bir şekilde konuşabilen iki dilli çocuklar, bilişsel, akademik ve sosyal becerilerindeki olumlu etkiyi deneyimlemekle kalmaz, ikinci dillerini de daha hızlı ve kapsamlı bir şekilde öğrenirler. Bütün bu faktörler çocuğun yaşadığı ülkenin diline, kültürüne ve toplumuna daha iyi uyum sağlamasının yolunu açar. Bu neticeler ışığında Hollanda’da yaşayan Türk kökenli çocukların Türkçe dil gelişimlerinin desteklenmesinin çocukların hayatlarında birden fazla noktayı olumlu etkileyeceği ilkesi kabul edilmeli ve bu bağlamda çocukların gereksinimlerini karşılayacak eğitim imkânları sağlanmalıdır.
(DEVAM EDECEK)