(İKİNCİ BÖLÜM)
Bilgilendirme süreçlerinden bir kısmı, zekâ adlı toplama, saklama ve işleme sokma merkezi aracılığıyla, insandaki enerjinin oluşturulmasını ve kullanılmasını sağlamaktadır. Zekânın edebiyat kazanımlarla zenginleştirilip yeri geldiğinde ortaya çıkan enerjiye dönüştürülmesi, kültürleme süreçlerinin sonucudur. Zekânın çeşitli bölümleri farklı yol ve yöntemlerle edinilen bilgileri sınıflandırarak saklamakta yeri geldiğinde ortaya çıkarmaktadır.
Zekâ adlı merkez, hafıza, akıl yürütme başta olmak üzere 12 ana bölümden meydana gelen ve her biri türü, kaynağı, değeri farklı bilgi sayılan kavram ve hükümlerden oluşmaktadır. Bu kültürlenme sonucundaki oluşumun bir yanı mit, destan, efsane, halk hikâyesi gibi olaylar zincirine bağlı anlatmalı metinlerdir. Bu metinlerde, anlatılanları oluşturan olay, kişi ve durumların hafızada kalmasını sağlamak üzere, nazım dediğimiz âhenkli ifadelerin kullanıldığı görülmektedir. Bir olay zincirine bağlı değer ve davranış aktarıcı metinler ya bütünüyle nazım yapılıdır ya da metinde yer alması sağlanmış nazım parçalarıyla bezelidir.
Türk kökenli halkların, hem mutlak benzeşirliğe ait kodları kazandırma, hem de zekâ geliştirici eğitim verme araçlarından üçü, ata(lar)sözü, tekerleme ve bilmecelerdir. Bunlara fıkra, şaka, lâtife, zarafat adı verilen nükteyi esas alan gülünç küçük tahkiyeli anlatımları da katmalıyız. Atalar sözü, tekerleme, bilmece ve fıkra adlı damıtılmış söze dayalı kompozisyonlar, duygu eğitimini esas alma, zekâyı parlatma işlevi vardır. Edebiyat sosyolojisi adı verilen araştırma alanı bu söz bütünlüklerinin sosyal ve kültürel tabakalarda hangi yaygın eğitim güç ve işleviyle hangi etkileri yaptığını inceleyip hükme bağlamalıdır.
Duygu eğitimi zor ve çok boyutlu bir süreçler dizisidir. İnsanın kendi olma, kendisini geliştirip toplum içinde yer edinme için, özellikle ergenlik öncesinde duygu eğitimi sağlama elzemdir. 3- 13 yaş grubundaki insanın gelişim süreçleri içinde en önemli değişim beklentisi duygu eğitimi verilmesidir. Duyguların olumlu olanlarının geliştirilmesi analitik zekânın da gelişmesini desteklemektedir. Duygu, hayal ve muhakeme gelişimi dilin incelikleriyle paralel bir kazanımdır. Dilin inceliklerinin bir kısmı, kelimelerin hem anlam hem ses yanlarını bağlı edebî sanat dediğimiz zekâ parlatıcıları olan atalar sözü, tekerleme, bilmece, fıkra adlı söz bütünlüklerine yansımaktadır. Teşbih, tevriye, kinâye, telmih, tecâhül-i ârifane, tekrir, nidâ, istifham ve başta olmak üzere anlam ve ses oyunları çağrışımlara verdiği destek bakımından duygu ve muhakeme eğitimi vermektedir.
Atalar sözü, önceki kuşakların tekrarlara bağlı olmaktan doğan, yaşanmışlıkların ve denenmişliklerin belirlediği özlü söz öbekleridir. Atasözleri, insanın kendisini (bedenini, aklını, itibarını) korumasını, somut ve soyut varlıkların işlev ve işleyişlerini, topluma aitliğin gerekçelerini gösterme vb. gibi benlik, kimlik ve kişilik kazandırıcı süzülmüş ifadelerdir. Ata(lar) sözü nitelikli metinler, ses ve anlam sanatlarına bağlı inceliklerin oluşturduğu çok katmanlı iletilerdir. Ata sözlerinin birçoğu nazım bütünlüklerinden kopmuş güçlü ve bağımsızlaşmış yarı örtülü mesajlardır. Ataların ilettiği özlü sözlerin kinâye başta olmak üzere ses ve anlam sanatlarının bezediği zekâ zenginleştirici bir hazine olduğunu vurgulayalım.
Eski destanların başlarında döşeme soylama adlı secilerle süslü bir ifade topluluğu bulunmaktadır. Altaylarda kamların yarısı anlamlı yarısı geniş kitleye anlamca çok kapalı, bazıları da anlamsız -birbirine çok benzeyen kam alkış ve kargışlarının da şahidi olanlardanım. Masalların başlarında ise secî öğesi fazlalaşmış görünen, fakat anlam yükü azalmış bulunan tekerlemelere benzer giriş nitelikli bir söz topluluğunun bulunduğunu herkes bilir.
Tekerlemeler ise, gerek ‘oyun’ları bezeyen, gerek tek kişilik gösteri olan (one man show) ‘meddah’ların olaya dayalı anlatımlarının başındaki söz gruplarıdır. Tekerleme hem masallarda hem de ‘oyun’larda (çocuk oyunu, orta oyunu ve diğer halk seyirlik sunumları) öndeyiş olan kelime gruplarıdır. Tekerlemelerdeki özellik, kelimelerin ilk anlamları kadar, hattâ daha fazla olarak, söyleyişi oluşturan ifade gruplarının dizilimindeki âhengin, ilgi ve çağrışım halkaları yaratmasıdır. Tekerlemeler, telaffuz (sesletme) inceliklerine dikkat çekme işlevine de sahiptirler.
(DEVAMI YARIN)