Batı Trakya coğrafi bir bölge adıdır. Günümüzde Yunanistan sınırları içinde ve kuzeydoğu kısmında bulunmaktadır. Doğusunda, Türk-Yunan sınırını belirleyen Meriç Nehri; batısında Mesta-Karasu nehirleri; Kuzeyinde Bulgaristan; Güneyinde Ege Denizi bulunmaktadır. Bu bölge, 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’a bırakılmıştır.
Batı Trakya’nın nüfusu 350.000 civarındadır. Bu nüfusun 150.000’i Türk’tür. Türklerin yüzde sekseni köylerde, yüzde yirmisi de şehirlerde oturmaktadır.
Batı Trakya’daki Türk ahalinin % 95’i tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Tarımla uğraşan Türklerin bir kısmı da tütün üreticisidir. Bundan başka buğday, mısır, pancar, pamuk ve meyve yetiştiricisidir. Ancak % 5’i küçük esnaf ve sanatkârdır.
Batı Trakya 8578 kilometre kare olup İskeçe, Rodop (Gümülcine) ve Evros (Dedeağaç) olmak üzere üç ayrı vilayetten oluşmaktadır. 1923 yılında toprak mülkiyetinin % 84’ü Türklere aitti. Günümüzde ise ancak % 27’si Türk Azınlığın elinde kalmıştır. Türklere ait arazilerin % 57’si, yol geçecek, fabrika-askerî tesis yapılacak bahanesiyle istimlak edilmiş, kendilerine toprak edinme izni verilmediği gibi, yapılacağı söylenen yol ve tesisler de yapılmamıştır.
Batı Trakya’da Türk nüfusunun büyük bölümü, Osmanlı fetihleriyle oluşmuştur. Osmanlı Türkleri ilk defa Orhan Gazi devrinde, Şehzade Süleyman Paşa’nın kumandası altındaki kuvvetlerle Rumeli’ye ayakbastılar. 1361 yılında Lala Şahin Paşa gerekli hazırlığı ikmal ederek, o zaman Trakya bölgesinin en ehemmiyetli merkezi olan Edirne şehrinin fethine teşebbüs etmiş. Şehrin 1362 yılında fethiyle buranın muhafazası Lala Şahin Paşa’ya verilmiş. Lala Şahin Paşa Edirne’yi emniyete alabilmek için, emrindeki muzaffer kuvvetlerle Meriç Nehri boyunca ilerleyerek, kolaylıkla Filibe’yi de fethetti. Fethedilen yerleri Anadolu’dan getirilen Türkler yerleştirildi.
Diğer bir Osmanlı fütuhatını sevk ve idare eden Gazi Evrenos Bey ise Vardar Nehri boyunca ilerleyerek, Gümülcine ve İskeçe’yi almış. Sırpların elindeki Serez’i de fethederek burasını bir üs haline getirmiş. Böylece, 1364 yılında Batı Trakya’nın fethi gerçekleşmiştir.
Daha sonradan Anadolu’dan Ceneviz gemileriyle Rumeli’ye Türk muhacirleri taşınarak, yerleştirilmiş. Önceleri burada yaşayan Kuman Türkleriyle kaynaşmaları sağlanmıştır.
Batı Trakya’nın büyük fatihi Gazi Evronos Bey, Batı Trakya Türklerinin unutulmaz kahramanlarındandır. Türbesi, Yunanistan sınırları içerisinde Yaniça (Vardar Yenicesi) kasabasında bulunmaktadır.
Batı Trakya Türklerinin, Müslümanlaştırılmış, Türk kültürü zorla kabul ettirilmiş Grek, Sırp ve Slavlardan meydana geldiği iddiası külliyen yalandır. Bölge halkı, öz be öz Türk soyundandır. Bir kısmı da 900’lü yıllarda kuzeyden gelerek Balkanlara yerleşen Peçenek Türkleridirler. Bunlardan az bir bölümünün, Sırp ve Bulgarların baskısı altında Slav kültürünü benimsedikleri ve Hıristiyanlaştırıldıkları bilinmektedir. Peçenek Türklerinin ekseriyeti, kendiliğinden İslam dinine girmişler… Bu gün de bu insanlarımız kendilerini Batı Trakya Türk Toplumundan saymaktadırlar.
DERKENAR
İNANÇSIZ İNSAN
Acılar, sıkıntılar, insanın başına inançsızlık yüzünden gelir. Çünkü mü'min olmayan kişi inançsızlık sebebiyle emniyetli bir seyahat gemisi olan dünyayı tahtası kırık ve kaptansız bir gemi gibi görmekte, dehşet verici hâdise dalgaları içerisinde her an boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta, sonunda büyük bir hâdise dalgası içerisinde kalıp boğulmakta veya amansız bir kaya parçasına çarpıp gitmektedir. Cenab-ı Hak izzet ve büyüklüğü gereğince bir perde olarak sebepleri yaratmıştır. Sebepler, Allah'ın sonsuz kudretinin delilleridir. İnsanoğlu, bu sıkıntıların imtihan olduğunu bilirse, kurtulur.