(BEŞİNCİ BÖLÜM)
Son beş yıldır Oğuz Çetinoğlu’nun hizmetlerini hayranlıkla okuyor, gözümle ve aklımla şâhidi oluyorum. O, biyografi, özgeçmiş, tercüme-i hâl kavramlarıyla adlandırılan kitaplar yayınlamayı seviyor. Otuza varan kitaplarının yirmiye yakını biyografik portrelerdir.
Son kitabı ise beni ilk geldiği gün, derhal ilk elli sayfasını okuyup telefonla hem Oğuz Bey’i hem de yayınevinin sâhibi beyefendiyi arayıp kutladım.
Yetki kullanmak Devletin parasını ve görev alanını kullanan insanlar ta geçici ya kalıcı seçkin olma özelliği göstermektedirler. Cumhuriyet buyurma hak ve yetkisini keyfilikten çıkaran bir yönetim kurma yönündeki değişim ve dönüşümlerle biçimlenmeye devam ediyor. Türk bürokrasisi ideal ile ideoloji arasında gelgitler yaşamaya âdeta zorlanan bir iklimi yetmiş beş yıldır yaşıyor. Millî benlik ve kimlik konusunu, ahlâk ve adâlet anlayışını kamu adına vicdanı esas alıp görevini yapmaya çalışan yöneticiler, temsilciler seçkinleşiyor. Diğerleri ise bir süre vitrinde görünseler de, ışıklar altında bulunsalar da hem kendi akıbetleri, hem de âileleri mahv ü perişan oluyorlar.
Oğuz Çetinoğlu’nun yeni eseri, bir seçkin bürokratla, öz ağabeyi ile ilgili: Seçkinlerden Bir Seçkin HULÛSİ ÇETİNOĞLU adını taşıyan Akıl-Fikir yayınlarının 2023 Aralığında yayınladığı 320 sayfalık bir kitap.
Oğuz Bey, bu kitabında Hulûsi Çetinoğlu’nun portresini yapmaya çalışırken -ki Vallahi hakkıyla başarmış-Türk bürokrasisinin bir dönemine de o dönemin insanlarına da fırça darbeleri ile yaklaşıp tasvirini tamamlamış. Bu kitap artık bir tasvire dayalı portre olmayı aşıp tahlil olmanın örneğine dönüşmüş bir eserdir. Bir süre, DPT’de çalışmış, Türkiye’nin kalkınma çabalarını, kendi olmak, kendi kalmak şartıyla iktisadî kalkınma atılımlarının hangi odaklarca engellenip sonuçlandırılmaz kılındığını gözlemlemiş bir vatandaşım; bu yüzden Oğuz Bey’in bu eserinin mutlaka okunmasını diliyorum. Bu kitap, bir âile bilgisi değil, bürokrasimizin şeref tablolarından biri olup senaryolaştırılır ise, yeni yetişenlere örnek olacak bir TV dizisinin ön metnidir.
Kitabın en sonundan başlayayım: Kitabı gerçekten özgün (orijinal) ve özel kılan özelliklerden biri, ‘Bu Kitapta Geçen Şahıslar, Kuruluşlar ve Kavramlar Hakkında Kısa Bilgiler’ başlıklı sözlük’tür. Bu sözlükte yer alan kişilerin birçoğunu bu bölümdeki bilgilerle tanımış olduğum gibi, ‘İmsad’, ‘Razgrad Hadisesi’ başlığı altında verilen bilgilerin de câhili idim. Yaşı yetmişten az olanların bu bölümde verilen bilgilerin % 0’ini bilmeyeceğini düşünenlerdenim.
BAŞLARKEN adlı söz başı nitelikli metin, kitabı var eden derindeki gerekçeye işâret etmektedir: Üç muhteşem adam Mehmet Turgut, Vehbi Koç ve Hulûsi Çetinoğlu... Oğuz Bey, dâima ‘vatansever bürokrat olarak kalan’ Hulûsi Çetinoğu’nun portresi olan bu eseri altı ayda hazırlamış. On altıncı sayfadaki Çetinoğullarının dört oğlunu gösteren fotoğraf, sonraki sayfalardaki kelimelerin var ettiği çok canlı âile portresinin cansız bir görüntüsü veya ön sözü.
(DEVAMI YARIN)