Prof. Dr. Sadık Kemal TURAL

‘Seçkinlerden Bir Seçkin – Hulûsi Çetinoğlu’ Portre veya Bilinesi Hayatlar - 2

(İKİNCİ BÖLÜM)

Portre nedir?

Başta insan olmak üzere, çeşitli varlıkların, bakanı, seyredeni etkilemek üzere çizilmesi, renklendirilmesi işlemine resim denir. Resim, varlığın dış yüzündeki incelik ve kendine özgülüklerin ressamın gözüyle, tek boyutlu olarak ortaya konmasıdır. Resim kavramının tasvir kavramıyla da karşılandığını belirteyim. Arapçadan dilimize geçmiş olan ‘savere’ kökünden türetilen tasvir kavramı, portreyi karşılamaya uygundur. Tasvir kelimesi bütün kalk katmanlarında uzun süre kullanılmışken, yüz yıldan beridir, -ne yazık ki- portre kelimesi yaygın kullanım kazanmıştır.

 Fransızcadan dilimize geçmiş olan portre, kara kalemle, yağlı boya ile veya sulu boya ile insanın resmini yapmaktır. Portre nitelikli resim, tasvir bir insana âit, omuzlardan veya belden yukarısının çizilmesidir. Vücudun tamamını tasvir eden eserlere de rastlanmaktadır. Bir insanın portresini yapan ressam, yüzlerce binlerce ana çizgiyi ve çok özel çizgileri görüp, o şahsı başkalarının tanıyacağı tarzda bir fotoğraf gibi kâğıda, tuvale yansıtmış olmaktadır. Ressam unvanlı sanatkâr bir talebi karşılamak üzere ve başkalarının ilgisini hak ettiğine inanılan insanın tasvirini yapmaktadır. 

Portre ressamlığı son yetmiş yılda çok azaldı; yüz elli yıldır fotoğraf makinası, ressamların işlerinin büyük bir kısmını üstlendi.

Kelimelerin var ettiği Portreler

Ressamın kendine özgü malzemeyi kullanarak var ettiği insan portrelerinin bir başka örneği de kelimelerle yapılan örneklerdir. Kelimelerin iyi seçilip kullanıldığı portreleri okuyan ve dinleyenin ilgisini artırıp canlı tutmakta, okuyan ve dinleyenin çıkarımlarda bulunmasına yol açmaktadır. Çok özenle seçilmiş kelimelerin var ettiği tasvir ve tahlilin okuyucunun duygu, düşünce ve hayal dünyasını etkilediği herkes tarafından bilinmektedir.

Portre nitelikli bilgiler, özgeçmiş, tercüme-i hâl, biyografi (tezkire, tabakat vb) adlı bilgi topluluğunun en özel yanını oluşturur. Bir insanın beden, ruh ve davranış yapısını bilmeyi, resmî güç ve odaklar da her türden insanlar da ihtiyaç sayabilir, isteyebilir. Bilme ihtiyacına bağlı özel merakları   karşılamak üzere oluşturulan bilgiler portreyi var etmektedir.

Özgeçmiş bilgileri, öne çıkan, tanınan, çok bilinen bir insanın benlik ve kimliğine âit kod nitelikli bilgilerin bir araya getirilmesidir.

Bir konunun bilimlik bilgiyle dönüşmesi öncelikle kavramlara ve kavramların o alana ilişkin tanımları yapılarak terimlere dayanır duruma getirilmesidir. Bu ilk basamak bilimin ilk iki adımıdır. Bundan sonraki adımlar ise, yöntemli merakların belirlediği niçin ve nasıl sorularına cevap oluşturan tespitlerdir, yorumlardır.  Kavram ve terim bilgisine dayanarak niçinlere, nasıllara cevap verip hükümler üretmek üzere, en gerekli soruları başkaları adına yönetmek işlemlerine yöntem denir.

 Konumuz kelimelerle yapılan insan portreleri olduğuna göre, asıl önemli merak ögesi burada ortaya çıkıyor: Kimin portresi, niçin portre? Sonraki iki soru ise portreyi kimin yaptığı, bu özel derleme ve sunumun başarılı olup olmadığıdır.

Özgeçmişi, hayat hikâyesi, ömür beyannamesi, hallerin tercümesi, portresi yapılan insan, bilindik olacak, hattâ hayatının bir kısmı veya tamamı açısından seçkin sayılacak. Portresi yapılan insana âit, bilgileri toplayıp sunanın niyeti, yaşanmış değer ve davranışlardan ‘ibret’ alınması, ‘örnek’ sayılması, ‘bilinmeyenin aydınlatılması, o kişiye yönelik ‘derin meraklar’ın giderilmesidir. Özgeçmiş bilgilerinin derinliği, genişliği, olabildiğince objektifliği ise, bekleneni sağlayan bir işlevlendirme başarısıdır. Hayat hikâyelerinde tasvir ve tahlile bağlı dil imkânları kullanılarak seçkin olan, etkili şahsiyetlerin bilinmesi gereken yanları ve yönleri ortaya konulmaktadır. Bu tahlil ve tasvirler, uyarma, örnek alınacak veya çirkin sayılacak değer ve davranışlara işâret etme işlevi taşımaktadır.  Kelimelerle yapılan portreler üç ana grupta toplanabilir:                (DEVAMI YARIN)