TDK, baştan savma hazırladığı "Hüsrev ü Şîrîn"in başını gözünü yarmış.
Bu kitapta şu âna kadar görüp paylaştığım yanlışlar, olanın çeyreği bile değil.
***
Pergamon’da (Bergama) doğan, 129-200 (?) yılları arasında yaşayan; Batı'da "Galenos / Galen / Galien", İslâmî literatürde "Câlînûs" diye şöhret bulmuş olan büyük âlim, hekim ve filozofun adını "câlî-nüvis" okumuşlar.
Böyle olunca da o mısrâyı günümüz Türkçesine aynen şöyle çevirmişler:
"Eğer hikmette kanıt yazan olursan ve eğer göğün dolanmasına câsûs olursan...
" E, "Câlînûs" ismini okumak için uğraşmazsan "câlî-nüvis" diye bir söz uydurursun. Buna da "kanıt yazan" diye uyduruk bir mânâ verirsin...
***
"Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur" diye başlayan şiiri bilselerdi "Câlînûs" ismini yine bilirlerdi. Çünkü Yunus o meşhur şiirinin bir yerinde diyor ki:
"Bir dem dalar hikmetlere, Câlînûs u Lokmân olur..."
***
Aruz bilselerdi hiç olmazsa orayı yanlış okuduklarını tahmin ederlerdi.
Bilmezsen böyle olur işte...