Prof. Dr. Sadık Kemal TURAL

Müzisyen Özgen Gürbüz Sohbeti - 5

        BEŞİNCİ BÖLÜM                                                              

Prof. Sâdık Tural: Tek sesli, çok sesli müzik nedir?

Özgen Gürbüz: Bir espri ile başlamak isterim. (Çünkü bu soruyu, bu şekilde soranlar da olmuştur.) ‘Tek sesli demek, sâdece bir tâne sesle, sözgelimi sadece Do sesi ile eser bestelemek, söylemek midir?’ Tabîi ki hayır. Tek seslilik böyle değildir. Tek sesli demekteki amaç, müzik cümlelerinin, sâdece yatay porte ekseninde seyretmesi, yâni, portenin dikey ekseninde, aynı anda, aynı sâniyede, hatta aynı sâlisede, sâdece bir tek ses yazılı olması, ses çıkarılması ve ses duyulmasıdır… Porte-zaman ekseninde, sağa doğru gittikçe, başka sesler, hatta sessizlikler (ES’ler) de olabilir. İşte tekseslilik, yatay-zaman eksenindeki ilerleme sırasında, portede her kolonda sadece bir tane ses kullanması, söylenmesi, duyurulması ve duyulmasıdır...

Çoksesli müzik ise, kısaca (portede) yatay eksende ilerleyen teksesli ezgilere, dikey eksende, kulağa hoş gelecek ahenkte olan farklı tonlardaki sesleri ekleme, yazma, dizme işlemi ve sanatıdır. Dikey eksendeki sesler tam aynı anda icra edilir ve duyulur. En az 2 ve daha fazla ses üst üste yazılır. Bu seslerin aralarında, armoni kurallarına uygun uyum ilişkileri olması gerekir. Sözgelimi Sol ve Lâ sesleri alt-üste yazılmaz. Çünkü, bu iki ses aynı anda duyulduğunda, insan kulağında iyi bir tınlama, armoni, âhenk, uyum duygusu yaratmaz. Bu sebeple, bu iki ses vd. seslerin aynı anda icrası armonik değilse, bunlara uyumsuzluk anlamına gelen ‘kakafonik’ denir. Zira Armoni, farklı sesler aynı anda duyulduğunda, kulağa hoş gelen uyumlu seslerin yazılması bilgisi anlamına gelmektedir. Armonik müzik denilmesinin sebebi de budur.

Prof. Tural: Musikide melodi nedir?

Gürbüz: Malûmları olduğu üzere, bizdeki ‘ezgi’, ‘nağme’ kelimelerinin yabancı dillerdeki karşılığı ‘melodi’dir. Melodiler, bütün müzik eserlerini oluşturan, kısa ‘ses kümecikleri’ olarak kabul edilir. Kümecikler, arka arkaya gelen / duyulan en az 2-3 farklı ahenkli sesten oluşur. Kümelerden cümleler, sonra onların beste formuna uygun olan kalıplara yerleştirilmesiyle, müzik eserleri, yâni besteler oluşturulur. Besteler, bestecilerin o döneme kadar öğrendiği, beğendiği, tercih ettiği, hâfızasına kaydettiği repertuar altyapısını da gösteren özellikler olarak ortaya çıkar ve ayrıca bestecinin, mûsikî tavır, üslûp ve anlayışını da  gösterir. 

DERKENAR:

 

MÜZİK HAKKINDA KİM DEMİŞ, NE DEMİŞ?

 

‘Müzik tanrının dilidir.’ Eflâtun: (MÖ 428-MÖ 348)

‘Müzik insan ruhunun dilidir.’  Max Weber: (1864-1920) Alman filozof, sosyolog ve siyâset adamı.

‘Müzik insanlığın ahlâkını arındıran bir ilimdir’ Hammamizâde İsmâil Dede Efendi: (1778-1846) Türk mûsıkîsinin zirve isimlerindendir. Neyzen, bestekâr  ve hânende.

 ‘Müzik, söylenemeyen ve susulamayan her şeyi ifade eder.’ Victor Hugo: (1802-1885) Romantizm akımına bağlı Fransız şâir, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir.

‘Müzik, duyguların kısayoludur.’ Lev Tolstoy: (1828-1910) Rus yazar ve asker. Dünya tarihinin en iyi yazarlarından birisi olarak bilinmektedir. 

‘Müzik ruhun gıdasıdır.’ Anonim.

‘Müzik olmadan hayat, mânâsız bir hikâyeye benzer’ Federico Fellini: (1920-1993) İtalyan film yönetmeni.

İKTİBASTIR

 

(YARIN DEVAM EDECEK)