Kadınların erkeklerden daha uzun yaşadıklarını istatistikler gözler önüne seriyor. Bunun birçok sebebi vardır. Ama en önemli sebebi erkeklerin duygularını gizlemeleridir. Erkekler büyürken “Erkek adam ağırdır, erkek adam sevse de belli etmez” diye beyne yüklenen komutlarla yaşamıştır. Kadınlar, erkeklere göre, duygularını daha rahat belli ediyorlar.
Duygusallık insanın doğasında vardır ama erkeklere ağlamamaları veya incinmemeleri öğretilir. Başka bir ifadeyle erkek duygusuz olmalıdır. Uygun şekilde olsa bile erkek öfkesini göstermemelidir. Bu gizlenmiş, şişelenmiş duygular kişinin içine gömülerek bedenini çürütmeye başlar. Bunun sonunda kişinin kan basıncı yükselir ve kalp krizi geçirme riski artar. Böylece ömrü kısalır.
İfade edilmeyen duygular beyinde hızla yayılan kanser gibidir. Kişinin algılamalarını çarpıtır.
Yabancılaşma ve acı getirir. Bir duygunuzu açıklamak, bir şeyi yapmak veya yapmamak konusunda şüpheye düştüğünüzde, kendinize bunun sizin insanlardan ayrılmanıza mı yoksa onları sevmenize mi sebep olacağını düşünün.
Duygularınızı açıkladığınız zaman karşınızdaki insanla gireceğiniz tartışma sizi ve onu daha yakın bir sevgi ve birlik ilişkisine mi sokacak yoksa ayıracak mı? Bu sorunun cevabını verdikten sonra tartışmaya girme veya girmeme konusunda tercih hakkımızı kullanın.
Erkekler günde ortalama 7 bin kelime kullanırken, kadınlarda ise bu sayı 20 bine kadar çıkabilecektir. Duyguları okumak gerçeği okumaktır. Kız bebekler duygusal ifadelere ilgili doğarlar. Bir bakıştan, bir dokunuştan, iletişime geçtikleri insanların tepkilerinden anlam çıkarma yetisine sahiptirler.
Daniel Goleman’ın ifade ettiği gibi “İnsanlığımız en çok duygularımızdan belli olur. ” Bu sebeple duygularımızı ifade etmeyi ve duygusal okul yazarlığımızı geliştirmeyi öğrenmeliyiz. Sağlıklı oluşumuz, duygularımızı tanımamıza, onlarla başa çıkmamıza ve başkasına uygun şekilde ifade edebilme becerilerimize bağlıdır.
Kaynaklar
• Ken Keyes, Yüksek Bilinç Kılavuzu, s. 53, 58 ve 138).
• Zülfikar Özkan, Beyni Mutluluğa Ayarlamak, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2021.