Prof. Dr. Sadık Kemal TURAL

Müzisyen Özgen Gürbüz Sohbeti - 2

        İKİNCİ BÖLÜM

 

Prof. Dr. Sâdık Tural: Ses şiddeti nedir?

Özgen Gürbüz: Bu terimle, duyulabilen seslerin ‘desibel’ cinsinden ifâde edilen volümetrik özellikleri kastedilmektedir. Meselâ sesin şiddeti çok yüksek olduğunda, aynen ses bombasının yıkıcı etkisi gibi, jet uçaklarının alçaktan uçtuğu zamanki çıkardığı seslerdeki gibi çok yüksek bir enerjiler ortaya çıkmakta, patlamalar olmakta, hattâ kulakları sağır edebilmektedir... Ses şiddetini daha iyi anlatabilmek için, öncelikle ‘ses’in kısa târifini yapıp, özelliklerini anlatmak istiyorum:

Ses, cisimlerin hava, su ve katı ortamlarda titreştirilmesi sonucu oluşan fizikî hareketlerdir... Ses aynı zamanda bir enerjidir. Bir algıdır. Bir dalgadır...

Sesin 4 +1 özelliğinden bahsedilir...

1-Sesin yüksekliği-frekansı: Sâniyedeki titreşim sayısı, tiz-pes, ince-kalın… oluşu Birimi tit./sn.) 

2-Sesin şiddeti, gürlüğü: Volümetrik artan/azalan etkisi (yukarıda açıklandı) 

3-Sesin süresi: ‘Uzam’ da denilmektedir. Bu özellik, zaman eksenindeki birimler açısından değerlendirilir. Kaç saniye? kaç dörtlük? vd. leri gibi...

4-Sesin tınısı, rengi, duyduğumuz bir sesi diğer seslerden ayırıp, kime/neye ait olduğunu tanıtan özelliği. Bu husus sesin doğuşkanlarının dizilişi-sayısı ile ilgidir.

5-Vurgu: Sesin diğer özellikleri gibi kesin, somut bir ölçüt olmamakla birlikte, sesin şiddet özelliğinin alanına giren , 2.derecede, buçuklu bir özelliği olarak ta düşünülebilir.. Vurgu genellikle, sesin tanınmasında da bir yan unsur olarak karşımıza çıkar.

Prof. Tural: Ses tonu nedir?

Gürbüz: Müzikte ‘Ton’ teriminin kullanımında, çoğu zaman yanlışlıklar yapılmaktadır. ‘Sesin tonu’ denilince, ‘sesin frekansı, yâni sesin sâniyedeki titreşim sayısı’ kastedilir.  Doğrusu budur. Yâni çalgının, kişinin sesinin, frekans skalasında ‘bas, tenor, alto, soprano vd. gibi’ ses bölgelerinin hangisinde olduğu anlatılır. Bazı durumlarda, ‘sesin tonunu biraz açın’ denildiğine, birçok defa şâhit olmuşuzdur. Aslında burada istenilen, ‘sesin volum seviyesini-şiddetini yükseltin’ dir. Bu örnekte, sesin yükseklik/ şiddet özellikleri karıştırılmış ve yanlış kullanılmış oluyor. Sanki,’bana bir metre toz şeker ver’ der gibi. Maalesef, birçok kavramda, ölçüde olduğu gibi, müzikte de bâzı sözcükler yanlış yerleşiyor ve doğru gibi kullanılıyor. Zamanla böyle yanlışlar çoğalıyor, toplumda bu gruplar sayıca da fazla oldukları için, onların yanlış kullanımları, dile hâkim olmaktadır. Sonra da ‘uğraş dur ki, düzeltesin…’

Prof. Tural: Ses (perde) nedir? 

Gürbüz: Perde terimi, ‘Türk müziği ses sisteminde kullanılan bütün seslere, kendi gelenekli terminolojimizde verilen ad/ karşılık/sıfat’ olarak düşünülmelidir. Perdeler, frekans cinsinden sayı ile alâkalı değerle ifâde edilebileceği gibi; ana sesler-ana perdeler kabul edilen Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si sesleri ile onların aralarında yer alan ve diyez, bemol, natürel gibi değiştirme işâretleriyle de gösterilebilen bütün seslere verilen isimlerdir. Türk Musikisinde; Orta oktavda bu seslere Do=Kaba Çargâh, Re= Yegâh, Mi= Hüseynî Aşîran, Fa= Acemaşîran, Sol= Rast, Lâ= Dügâh, Si= Buselik adları verilmektedir. Yâni, her perdenin bir de adı vardır. Bu ana seslerin arasında kalan ‘Ara ses’lerde de farklı şekilde adlandırmalar devam etmektedir. Söz gelimi, Lâ-Si arasındaki 1 komalık Si bemol sesi=perdesi, Segâh perdesi adını alır... Kezâ, Fa=Acemaşîran sesinin önüne 4 koma diyez işâreti koyarsak, bu perde Irak perdesi adını, aynı ses tiz oktavda olunca Evc (Eviç) adını alır. Bulunduğu oktava göre, yukarıdaki perde adları değişiklikler gösterir... Bu konuda çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.

 

(YARIN DEVAM EDECEK)