Nuri GÜRGÜR

Avukat

Ormanlarımızla Beraber Ciğerlerimiz de Yanıyor

Bu yılın ilk aylarında çeşitli kaynaklardan yapılan açıklamalarda, küresel iklim şartlarının etkisiyle “uzun, kurak ve sıcak” bir yaz döneminin yaşanacağı, sıcaklıkların mevsim normallerinin 5 ila 8 derece yukarısında seyredeceği belirtiliyordu. Ülkemiz, Haziran ayından bu tarafa bu tahminler doğrultusunda küresel yüksek sıcaklığın etkisi altında; yağış da olmayınca toprak kolayca tutuşup orman yangınlarına yol açacak duruma evrildi. Nitekim ilgili makamlar 2023 yılının 1 Ocak ile 19 Ağustos tarihleri arasında bin 419 orman yangını çıkarken 2024 yılında bu rakamın yüzde 78 artarak 2 bin 529’a yükseldiğini açıklıyorlar.

Türkiye’de her yaz başlangıcı orman yangınları tehlikesini de beraberinde getirir. Yangınlar bazen sabotaj ihtimalini öne çıkarıp bu yönde soruşturma yapılmasına yol açsa da bazılarında enerji nakil hatlarındaki sorunlar olsa da, yangınların başlıca sebebi dikkatsizlik, sorumsuzluk, cehalet v.b nedenlere dayalı “insan kaynaklı” olmasıdır. Ama bütün bunlardan daha da önemlisi yangın söndürme aparatlarının, araç ve gereçlerin yetersiz olmasıdır. Üç yıl önce Marmaris ve Manavgat ormanlarını on gün boyunca yakıp kül eden felaket yaşanırken, havadan müdahalede ne kadar yetersiz kaldığımız açıkça görülmüştü. Üç yılda bu sorunun halledilmediği son bir aydır ortaya çıktı.

Türkiye’nin orman vasfına sahip 22 milyon 220 bin hektar arazisi var; bir başka ifadeyle Avrupa’nın en geniş orman arazisine sahibiz. İkinci durumdaki İspanya’nın 18 milyon 72 bin hektar, komşumuz Yunanistan’ın bizim yedide birimiz kadar 3 milyon 902 bin hektar orman arazisi var. Bu ülkelerin orman yangınlarına karşı en etkili yöntemi havadan müdahale imkânlarına yani yeterli sayıda uçak ve helikoptere sahip olmasıdır, bunlara bakıldığında Türkiye’den çok daha iyi durumda olduklarını görüyoruz. 

Yunanistan’ın yangınlara karşı 89 adet uçak ve helikopteri var. Bunlardan çift motorlu 2o uçaklık filosu göreve hazır durumda. Ayrıca 7 adet daha DHC 15 tipi çift motorlu uçak almak için anlaşma imzaladı. İspanya’nın aktif durumdaki uçak ve helikopter filosu Yunanistan’dan bir misli daha fazla. Ayrıca ihtiyacı durumunda AB’nin üye ülkelerindeki orman yangınlarına karşı oluşturduğu filodan da yararlanabiliyor. Özetle bu ülkeler ormanlarının değerini biliyorlar, korumak maksadıyla gerekli önlemleri alıyorlar.

Her yaz mevsiminde orman yangınlarıyla mücadelede neden yetersiz kalıyoruz? Gerektiği sayıda uçak ve helikopterimiz neden olmuyor?  Paramız mı yok? İktidar önem verdiği her yere para bulabiliyor; eloğlunun uzay yolculuğuna çıkaracağı aracına bir vatandaşımızı da bindirip “uzayı fethediyoruz” diyebilmek için gözünü kırpmadan 55 milyon dolardan fazlasını vermedik mi? Bunu yeterli görmeyip ikinci bir bilet için aynı bedeli ödemiyor muyuz? 120 milyon doları rahatlıkla bulan, kuru bir gösterişin dışında ülkemize en ufak yararı bile olmayan bu yolculukların bedelinin kaç ağaç yakarak ödendiğini düşünüyor muyuz?

Tasarruf genelgeleriyle israf önlenemiyorsa, itibardan tasarruf olmayacağı temayülü değişmiyorsa, yabancı bir devlet veya hükümet başkanının tarifeli geldiği üst düzey bir ziyarete son model yetmiş seksen arabadan oluşturulan konvoyla gidiliyorsa, tahsilatların harcanmasında denetim, kural ve limit v.b. kriterler uygulanmıyorsa ormanlarınızı korumak için yeterli sayıda uçak ve helikopteriniz elbette olmaz. Karşıyaka, Urla, Çiğli, Bayındır, Aydın, Uşak, Manisa, Göynük’ün dört gün boyunca yanışını seyreder, rüzgârın yön değiştirmesiyle Karşıyaka’nın tümüyle yanmaktan kurtulmasına şükreder, Orta Anadolu’nun incisi Ilgaz’ın kurtulması için dua edersiniz.  Bütün parasal kaynaklarınızın çekirge sürüleri gibi talan edildiği, rasyonalitenin sözden ibaret kaldığı, kuralsızlığın geçerli olduğu bir ortamda yaşananların şaşırtıcı bir tarafını sizi bilmem ama ben naçizane göremiyorum.