Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Birbirimizi Anlıyor muyuz?

Israrcı muhabirin hikayesi

Israrcı bir muhabir oldukça zengin bir adamın evini ziyaret eder. Zengin adamın yöneticisi ona gururla evi gezdirirken, muhabir başka bir odadan “33” diye bağıran bir adam sesi duyar. Birden salonda büyük bir kahkaha kopar. Yönetici başka bir odayı gezdirirken bu sefer başka birisini “23” diye bir bağırtısını duyar. Yine kahkaha kopar. Yönetici üçüncü odayı gezdirirken yine başka bir insanın 13” diye bağırması duyulur. Fakat bu sefer kimse gülmez. Etrafta bir ölüm sessizliği oluşur.

Muhabir yöneticiye neler olduğunu sorar. Yönetici, buradaki kişilerin birbirlerini çok uzun süredir tanıdıklarını, birbirlerinin bütün fıkralarını bildiklerini ve her fıkraya bir numara verdiklerini söyler. Herkes numaraya göre fıkrayı hatırlayıp gülüyor der.

Muhabir sorar peki neden “13” e kimse gülmüyor?

Muhabir şöyle cevap verir: “13 numaralı fıkrayı anlatan adam fıkra anlatmayı beceremez. Anlatmadan anlatmaya fark var.”

Önemli olan sayılar değildir, sayıları bağlamından kopardığımız zaman bir anlamı olmaz. Sayılara anlam veren temsil ettikleri olaylardır. Fıkralardır. Her şeyin anlamı bağlama göre değişir. İletişimin ne olduğunu anlamak için, içinden geçtiği bağlamı belirlemeniz gerekir. Bir olayın bağlamı, nerede, nasıl, ne zaman, ne hakkında ve kim hakkında olduğudur.

Bütün anlam bağlamsaldır. Kelimelerin anlamı yoktur. Bağlam onları anlamlandırır. Bir bağlamdaki anlam, bir bağlamdaki ifade, başka bir bağlamda tamamen farklı bir anlam içerir. Bir kimsenin eşine "seni seviyorum" demesiyle, bir annenin çocuğuna "seni seviyorum" demesi arasında fark vardır.

Aynı kelimeler herkesin gözünde farklı bir imaj, farklı bir zihinsel resim oluştururlar. Bu imajları, görüntüleri, izlenimleri öğrenmeye “anlama” denir. Her hareket, davranış, kelime, jest, mimik bulunduğu ortama göre anlam kazanır.

Ailede eşler birbirlerini gerçekten anlamış olsalar, aile içi kavgaların sonu gelir.