*Öğrendim ki… Usta odur ki; kendinden sonraki ustayı yetiştirir…(Abdullah Kılıç’tan)
*Yine erbabı bilir ehli Kemâlin kadrin (iyi insanların kıymetini, insan kıymetini bilenler bilir ) / Nezd-i cühhalde (câhillerin nezdinde) âlim ile câhil birdir. (İbnülemin Mahmud Kemâl İnal’dan)
*Öğrendim ki… Böbürlenmek; zemzem suyu yerine zehir içmeye benzer. Dünyâyı zindana çevirir. Gücü kirleten kibir en tehlikeli tutumdur. (Şeref Oğuz’dan)
*Ruhda cömertlik yoksa yürekte aslanlık olmaz. (Mehmet Kâmil Berse’den)
*Öğrendim ki en pahalı şey, bilgi ve tecrübedir. Bildiklerini başkalarına öğretmek sevaptır. (Fettah Güventürk’den)
*Kadını câhil bırakan din değil, çarpık din yorumculuğu olmuştur. Zaman zaman belki de dini korumak adına iyi niyetli olacak şekilde toplum inşa etmek isteyenler, kendi anlayışlarına meşruiyet kazandırmak için dînî metinleri görüşleri ekseninde yorumlamışlardır. (Doç. Dr. Betül Gürer’den)
*Öğrendim ki… Maddeyi mânâ ile görebilmek için Yunus emre uzmanı gereklidir.
(Ahmet Köseoğlu: Şehir ve Kültür Dergisi. S: 100, s: 23. İstanbul, Kasım 2022)
*Her çeşit duygu ve düşünce gibi insan sevgisi de fâni ve köksüzdür. Bu sevginin ebedîliğe yönelmesi ve yücelmesi, en büyük irâdenin peygamberlerde tezâhürü ile mümkün olmuştur. Bu bakımdan İslâm dini insanlığın büyük hakikate yaklaşmasında son merhaledir.
*Öğrendim ki… Münevver insanın vazifesi, (taşıma suyla değirmen dönmez) diyenlere rağmen düşünce değirmenine su taşımaktır.
*Türkiye Cumhuriyeti Devleti; milliyetine, insan haklarına ve hukuka bağlı, âdil, güçlü, millî ve mânevî değerlere saygılı, zengin târihî mîrasa sâhip Türk Milleti tarafından kurulmuş, üniter bir devlettir. Renk, dil, düşünce farklılıkları Türk vatandaşlarının eşit haklara sâhip olmalarına ve
‘Türk’ sayılmalarına mâni değildir. Aksine üniter yapısı, millî sınırları içinde yaşayan bütün vatandaşlarının ‘Türk’ sayılmasını gerektirir. (Ahmet Aydın Bolak)
DERKENAR
TÜRKÇE; YILDIZ TİLBE VE SUÇ ORTAĞI
‘Yıldız Tilbe’ adındaki şarkıcı, sosyal medya aracılığı ile beyanda bulunmuş: ‘Seviyorum Seyit Rızayı ve Şeyh Saidi ve birçok evliyayı. Sizemi sorcam. Sizde kimi istiyorsanız onu sevin’
Ahmet Hakan Coşkun; Güzel Türkçemizi katleden bu beyanı tashih süzgecinden geçirmeksizin köşesine alarak daha geniş kütlelere duyurdu. Böylece taammüden gerçekleşen Türkçe cinayetine ortak oldu.
3 cümlede 7 adet fâhiş hatâ var:
1-Seviyorum Seyit Rızayı ve Şeyh Saidi:
1.1-Türkçede devrik cümle yoktur.
1.2-Seyid Rıza’yı şeklinde yazmalıydı.
1.3-Şeyh Said’i şeklinde yazmalıydı.
2-Sizemi sorcam
2.1-Size mi olmalıydı.
2.2-Türkçe’de ‘sorcam’ diye bir kelime yoktur. ‘soracağım’ olmalıydı.
2.3-Cümlenin sonuna ‘?’ konulmalıydı.
3-Sizde kimi seviyorsanız…
Sizde kelimesi, ‘siz de’ şeklinde yazılmalıydı.
Sayın Coşkun bu hatâları görmüyor, ‘ortalığı allak bullak etti’ diyor.
Seyit Rıza ve Şeyh Said kimdir? O hususa hiç temas etmiyor.
Seyit Rıza (1863-1937) Hayatı boyunca isyancı, suikast düzenleyicisi ve Müslüman-Türkleri katleden Ermenilere yardımcı oldu, kol kanat gerdi. 1937 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı Dersim İsyanı’nı başlattı ve yönetti. 13 Eylül 1937’de Elazığ Askerî Mahkemesi tarafından idam cezâsına çarptırıldı. Cezâ infaz edildi.
Şeyh Said: (1865-1925) İngilizlerin teşviki ve desteği ile Türkiye Cumhuriyeti yönetimine karşı ‘Şeyh Said İsyanı’ olarak bilinen ayaklanmayı başlattı ve yürüttü. Ayrılıkçı Kürtlerin lideridir. İstiklal Mahkemesi hakkında idam kararı verdi, karar infaz edildi.
Yıldız Tilbe bütün bunları bilmiyorsa kendisine yakışır. Biliyorsa suç işlemiştir.
Sayın Coşkun bilmiyorsa ayıptır. Biliyorsa suça iştirak etmiştir.