Herkesi, düşünmeye dâvet ediyorum!..
Herkesi, rehâvetten sıyrılmaya dâvet ediyorum!
Eskiden; imamlar, câmilerdeki vaazlarında hattâ hutbelerde, sık sık, “Müslüman, uyanık olmadır!” diye nasihatte bulunurlardı.
Demek ki; Müslümanlar uyandılar(!) da benim haberim olmadı.
Ammâ, yine de herkesi, uyanmaya/uyanık olmaya dâvet ediyorum!..
Mesele; ‘insan yetiştirme meselesi’dir!..
İyi insan, dürüst insan, doğru insan, nezih insan…velhâsıl ‘ahlâklı’ insan!..
Herkesi, elimizden kayıp giden gençliğe ve lime lime satılmakta olan vatan topraklarına sâhip çıkmaya dâvet ediyorum!..
Herkesi, darmadağınık Türk siyâsetini birleştirmeye, kaynaştırmaya, kucaklaştırmaya dâvet ediyorum!..
Herkesi, kendileri içimizde, kafaları dışardaki emperyal uşaklarıyla mücâdeleye dâvet ediyorum!..
Milletimiz; ‘partizanca’ fikir ve tavırların kendini sürüklediği bunalım hattâ buhran içinde, yaşadığı maddî sıkıntılarının yanında, büyük bir mânevî çöküntü de yaşarken; bâzılarının, onunla alay edercesine konuşmalarına ve hükümlerine karşı, çıkış yolu aramak ve arzu edilen çâreyi bulmak için, herkesi; bu vahim gerçeği görmeye dâvet ediyorum!..
Siyâsî çıkmaz, kaos, zihnî ve fikrî çapraşıklık, menfaatçilik, âdi ve çirkin polemikler, ileri safhada sosyo-kültürel tahribatı da beraberinde getirmiştir.
Herkesi, bu basitliklerden kurtarmak ve ferahlığa kavuşmak için yepyeni bir millî şuûra dâvet ediyorum!..
Dahası; yeni, büyük ve aşılmaz buhranlarla muhatap olmamak için, herkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinde birleşmeye dâvet ediyorum!..
Bilinmelidir ki…
Adâlet çökerse, her şey çöker!..
İktisat çökerse, her şey çöker!..
Ziraat çökerse, her şey çöker!..
Sağlık çökerse, her şey çöker!..
Ahlâk çökerse, her şey çöker!..
Nezâket, hoşgörü, sevgi-saygı çökerse, her şey çöker!.
Millî güvenlik/asayiş çökerse, her şey çöker!..
Siyaset çökerse, her şey çöker!..
Fakat…
MİLLÎ EĞİTİM ÇÖKERSE, ÇÖKMEYEN HİÇBİR ŞEY KALMAZ!..
Yukardakilerin hepsi birden çöker!..
2024 yılı ÖSS neticeleri bize bir şeyi ispat etmiştir ki, BU ÇÖKÜŞ uçurumda’dır!..
Görünen o ki; kıyı, kenar, sahil, köşe …falan değil!..
İstatistiklere göre; ortalama başarı %14,4 ile, yerlebir’dir!..
CB Erdoğan bile, bundan beş sene önce, bunu alenen söylemişti ve değişen ne oldu? İşte o cümleler:
“Türkiye, geçen 17 yılda her alanda en büyük yatırımlara, en büyük eserlere, en büyük hizmetlere kavuşmuştur. İki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık; biri insan yetiştirme olan eğitim diğeri insanı zenginleştirme olan kültür-sanattır. “(Bknz. Hürriyet Gazetesi, 08 Eylül 2019, Sf. 12)
“İnsan yetiştirme”; öyle, başka şeylerle mukayese edilerek ele alınacak bir mesele değildir…
“İnsan yetiştirme”; bir milletin istikbali’dir!..Ahlâkta, ilimde ilerlemeyi, milletlerarası mücâdelede en ön safta yer almayı hedeflemektir!..
Bırakınız matematik ve fen bilgisi gibi derslerdeki başarısızlığı, Din dersinde bile başarı (!) yüzde yirmilerde ise, sözün bittiği yerdeyiz, demektir.
Bu noktada, bundan dört sene önce yayınladığım “Deizm: Ufuktaki Tehlike” başlıklı makalemden kısa bir bölüm nakledeyim:
“Türkiye’de, bunca İlâhiyat Fakültesi, bunca İmam-Hatip Lisesi, bunca Kur’ân kursu, bunca câmi açılmasına, imam ve müezzin kadrosunun artırılmasına ve okullara Kur’ân-ı Kerîm ve Siyer dersleri konulmasına rağmen, deizmin artması düşündürücüdür.” (Bknz. M. Halistin Kukul, Deizm: Ufuktaki Tehlike, wwkapsamhaber.com-09 Eylül 2020; Aydın Efesi Dergisi, Ocak-Şubat 2021, Sf. 3-4)
Bu hususta, sâdece iki âyet meâli naklediyorum:
Birincisi; Et-Tîn sûresinin 4. Âyet meâlidir:
“Biz, gerçekten, insanı en güzel bir biçimde yarattık.”
İkincisi; Haşr sûresinin 21. Âyetidir:
“Eğer biz, bu Kur’ân’ı bir dağ üzerine/başına indirseydik, muhakkak ki o dağı, Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misaller yok mu, işte biz, onları insanlar düşünsünler diye, irâd ediyoruz!”
Bu iki âyet meâli bile, insan yetiştirmekteki ‘beceriksizliğin’ îzahı için yeterlidir!..
İnsanını yetiştiremeyen bir Devlet, şikâyet etse ne olur; pişmanlık duysa ne olur!..
Başta siyasetteki lâçkalık olmak üzere, onun sebep olduğu bütün devlet kademelerdeki vurdumduymazlığa, bananeciliğe, kaytarmacılığa, kayırmacılığa, gizli zaman israfına ve ağızdalaşından sataşmalara kadar bütün ‘çirkeflik’lere ‘Dur!’ denilmesi; bu işi bilenlerin sözlerine riâyet ederek ‘âcilen çok ciddî tedbirler alınması’ şarttır!..
ŞART!!!