1942 ve 1945'te "sözül" diyordu.
Sonraki yıllarda ve bugün "sözel" dedi, en son da "sözsel"...
***
Aynı merhumu anlatmak için yalnızca üç kelime yeter mi?
Bence bir de "sözcül" yapılmalı ve derhâl lügate alınmalı.
Ha, "sözül" de diriltilip bundan sonra lügatte madde başı yapılmalı.
Netîcede "sözsel"den ve "sözel"den nesi eksik?
Bence telaffuz bakımından "sözsel"e fark atar. Hattâ "sözel"den bile daha kolay söyleniyor.
***
Bugünkü TDK lügatinde "sözsellik" kelimesi de var. Demek ki TDK bu kelimelerden en çok "sözsel"e destek çıkıyor. Çünkü "sözellik" yok.
Hâlbuki onu da alsa lügatimiz biraz daha şişer, biz de şişinirdik...
Toparlayayım.
Resmî lügate eklenecek kelimeler şunlar:
1. sözül
2. sözcül
3. sözellik.
Hadi be TDK, yap bir güzellik!
Senin gönlünden de "sözüllük, sözcüllük vs." kopar belki.
Ben teşvik edeyim de...
Not: Akademisyen dilciler de bugünden tezi yok, klavye başına geçip bu üç kelimenin ne kadar öz Türkçe olduğuna dâir müthiş "bilimsel" makāleler yazmaya başlasınlar...