Bir varmış bir yokmuş Allah’ın günü darı tanesinden çokmuş. Yaz gelmiş mutluluk ormanını sıcak basmış. Uykudan uyanan Şirin kız yola çıkmış gitmiş gitmiş sıcaktan yolu şaşırmış gitmiş gitmiş çıkmaz sokağa girmiş. O kadar yorulmuş ki rastladığı ilk ağacın altına çimenlerin üzerine yatmış ve uyuyakalmış.
Bir ara karnı çok acıktığı için uyanmış ağaca bakmış. Allahtan ağaç şeftali ağacıymış. Şirin Kız şeftalileri toplayıp yemiş karnını doyurmuş yine uykusu gelmiş. Uyuyacak yer aramış. Ağacın dallarının arasına kendine yer yapmış ve tekrar uyumuş.
Ağacın altından gelen gürültülerle uyanmış yaprakların arasından aşağıya bakınca kötü kalpli çirkin suratlı iki tilki görmüş. Önlerinde iki çuval durmaktaymış. Çuvalların içi çaldıkları eşyalar ile doluymuş... Bu iki kötü arkadaş nerdeyse birbirleriyle kavga etmek üzeredirler. O kadar kötü kalpli oldukları ve kendilerini kavgaya kaptırdıkları için açlık akıllarına gelmemekteymiş. Önlerindeki çuvallarda çaldıkları mallar bulunmaktaymış.
- Tilki kurnaz tilki Yaman’a,
- Sen hep ucuz şeyler dolduruyorsun. Ben öyle yapmıyorum. Ben hafif ve kıymetli şeyleri çalıyorum demiş. Yorgunluktan bitap düşmüşler tam çimenlerin üzerinde uyuyacaklarmış ki; tilki Kurnaz tilki Yaman kuyruğunun olmadığını fark eder ve soyar soğana çevirir. Tilki Yaman’a daha hızlı kaçmak için diye cevap verir... Faydası oluyor mu?
- Çok faydasını görüyorum demiş,
O zaman demiş tilki Kurnaz biraz uyuyup dinlenelim sonra bende kuyruğumdan kurtulmak isterim demiş,