23 Nisan 1920 “Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla milletimizin içte ve dışta tam bağımsızlık içinde yönetilmesi konusundaki durumunu bütün dünyaya ilan ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.”
Meclisin en yaşlı üyesi Şerif Bey’in Başkanlık Kürsüsü’nden söylediği bu sözlerle başta Mustafa Kemal Bey olmak üzere herkesin duyduğu büyük bir heyecanla ve bütün dünyanın şâhitliği ile işte böyle açılmıştı.
23 Nisan Cuma günüydü saat 13.45 i gösteriyordu. Meclis binasına oldukça yakın olan Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazı kılınmış, dualar edilmiş, Ulus Meydanı’ndaki Meclis’e doğru yürünmeye başlanmıştı.
Kalabalığın önünde Hacı Bayram Camii’nin yeşil sancağı, onun arkasında yeşil örtülü bir rahle, üzerinde Kur’an-ı Kerim ve sakal-ı şerif taşıyan Sinop Milletvekili Abdurrahman Efendi…
Kalabalığın iki tarafında asker yürüyor. Hava güneşli ve çok güzel…
Mustafa Kemal Paşa, Meclis binasının önündeki beyaz kurdeleyi kesiyor ve içeri giriliyor.
Dağılan İstanbul meclisinden, her tehlikeyi göze alarak Ankara’ya gelenlerin hepsi orada… 169 milletvekili yeni seçilmiş, Kuva-yı Milliye’yi kabul etmişti. İstanbul’dan gelenlerle sayının 300 ün üzerinde olması lâzımdı. Fakat o gün 113 kişi ancak vardı. Bunun sebebi Düzce ve Bolu ayaklanmaları yüzünden yolların kapalı olmasıydı. Bu noktada sözü Şevket Süreyya Aydemir’e bırakalım: “Mustafa Kemal Paşa, Meclis’in en yaşlı üyesi Şerif Bey’den sonra söz almıştı. Kısa bir konuşma yapmıştı. Bu meclisteki ilk konuşmasıydı. Tarih 24 Nisan 1924 idi.
Resmî günlere mahsus sivil bir elbise içinde oldukça zayıf, yorgun ve hatta biraz sıkılgandı. Ama biraz sonra açılıp, o gün üç oturum süren uzun konuşmasını yapacaktı. Mondros Ateşkesinden o güne kadar süren konuşmasını… Bir buçuk yıl süren o yılların şahane özetini…”
Bu konuşma ve açılış Türk Kurtuluş Savaşı’nın çok önemli bir safhasıdır. Bağımsız bir devletin temelinin atılışıdır.
24 Nisan 1920 günü Meclis’in bu ikinci oturumunda konuşan 39 yaşındaki genç general gelecek günlerin ne kadar zor olacağının şuurundadır. Bu meclis Mustafa Kemal liderliğinde bağımsız bir devletin kanuni bir temele oturmasıdır. Ankara’da yeni bir meclisin kurulması, Mustafa Kemal Paşa’nın o meclisin başkanlığına seçilişi Türk kurtuluş mücadelesinin en mühim dönemecidir. Ve Mustafa Kemal bu güzel, güneşli bahar havasını teneffüs ederken gelecekteki çok zor günleri düşünmektedir. Onun zihninde mesele henüz bitmemiştir. Bu meclisi asıl zor günlerin başlangıcı olarak seyretmektedir.
Bilhassa gençler bilmelidir ki evet 23 Nisan Çocuk ve Egemenlik bayramı olarak kutladığımız bu olay büyük bir mücadelenin neticesi olduğu gibi bundan sonra devam edecek bir ölüm-kalım savaşının da habercisidir. Velhasıl kelâm çok okumak çok öğrenmek lâzımdır.