Bugünkü masalımız insanlarla ilgili,
Kocaman şehrin kenar mahallelerinin birinde küçük Ayşe ve ailesi yaşıyormuş. Ayşe uslu, söz dinleyen, uyumlu, çalışkan bir çocukmuş. Ayrıca hayvanları çok severmiş. Günlerden bir gün okuldan dönerken yolda birkaç çocuğun minik bir köpeğe şeker verdiğini gördü ve
-Ne yapıyorsunuz? Bu yaptığınız hiç doğru değil. Zavallı hayvan daha çok küçük dedi. Sözlerini bitirdikten sonra ağlamaya başladı ve ağlayarak eve geldi.
Annesi küçük Ayşe'nin ağlamayı sürdürmesine çok üzülmüştü. Hem kızının üzülmesine hem de minik yavrunun başına gelenlere... Durdu, düşündü bir karar arifesinde idi bir taraftan minik yavrunun ölme ihtimali vicdanını rahat bırakmıyordu. Vicdanı ona:
-Onun da canı var, o daha küçük bir yavru daha yaşayacak günleri var. O yavru ölürse vicdanın seni ömür boyu rahatsız eder.
Öbür taraftan da şimdiye kadar koyduğu kurallardan vazgeçmesini gerektiriyordu. Bu kurallar evde hayvan beslenmesini engelliyordu. Dökülen tüyler ve temizlik anlayışına uymuyordu. Tüylerin pisliğinde rahatsızlık duyması da cabası. Bir taraftan da kızının böyle ağlaması içini sızlatıyordu. Düşündü ve kararını verdi:
-Git o yavruyu al eve getir ona yeni bir yuva kazandığını müjdele.
Evde köpek maması olmadığından annesi çorba yaparken kullanacağı kemikleri kaynattı. Bir tane de büyük kemik ayırdı onu da ayrı haşladı, oyuncak olarak ayırdı. Küçük Ayşe buna çok şaşırdı. Annesinden böyle bir davranış beklemiyordu. Sevinç içinde minik köpeği gördüğü yere koştu. Köpeciği yerde ölü gibi yatarken gördü, yavaşça kucağına aldı. Köpekçik gözlerini hafifçe aralayarak mahsun bir ifade ile baktı. Küçük Ayşe köpeği okşayarak:
-Merak etme seni kurtaracağım.
Eve geldiler köpeğe şeker adını koydular. Annesi minik köpeği çok sevdi. Şekere hafif bir banyo yaptırdılar. Tüylerini önce fırçaladıktan sonra kurutma makinası ile iyice kuruttular. Annesi; köpekçik küçük olduğu için süt ve su karışımına biraz ekmek doğradı. Şeker şapır şupur konulan mamayı yedi ve bir kenara çekildi. Küçük Ayşe ile annesine sevgi dolu teşekkür eder gibi baktı sonra da uykuya daldı.
Küçük Ayşe minik köpeği odasına aldı. Yatağının yanına bir minder koyarak Şeker'İ yatırdı. Sabah annesinin kapı çalması ile uyandı.
-Ayşecim giyin ve Şeker'i al, birlikte gidelim de veteriner muayene etsin. Aşı defteri yaptıralım. Sonra ona mama ve tasma alalım. Ayşe dayanamayıp sordu.
-Annecim senden bu davranışları beklemiyordum. Sendeki bu değişikliklerin sebebi nedir?
Annesi:
-Sebep mi soruyorsun? Senin ağlaman ve minik yavrunun ölme ihtimali yüreğimi sızlattı. Bir de görünce tatlı güzel bir yavru doğru karar verdiğime eminim.
Böylece Ayşe'nin çok istediği şey kabul oldu. Ayşe evde bir hayvan arkadaşı olsun istemekteydi. Ayşe Şeker'in bakımını da yüklendi. Evde herkes çok mutluydu. Şeker evde herkesin kıymetlisiydi. Onunla oynamak çok keyifliydi evde herkes mutluydu.
Sevgili çocuklar hayvanları sevelim, koruyalım. Sevmek illa ellemek değildir. Sıcak yaz günlerinde kapınızın önüne bir tas su koymak da onlara sevgi göstermenin bir şeklidir. Bugünkü masalımız da bu kadar. Biliyor musunuz üzüntüler paylaşınca azalır sevinçler paylaşınca artar.