Çanakkale’de yemekli bir toplantıda Marksist Fransız bayan diyor ki: ‘Mehmetçiğin Çanakkale’de direnişinin neticesinde Rusya’da çarlık yıkıldı, Komünist ihtilali başarıya ulaştı… Kadehimi Mehmetçiğin şerefine kaldırıyorum.’
Kendi kendime, ‘Mehmetçiğin şerefine kadeh kaldırmak… Rezâlete bakın… Onu pataklamalıyım’ diye düşündüm. Söz istedim.
-Misis Fildings! Bütün Avrupa burada, Çanakkale’de Türk’e çullandı. Hem de en kahpe bir şekilde. Karşımıza Müslüman askerleri çıkardılar ‘Halifeyi Almanlar esir aldı, O’nu kurtarmak için harbedin’ diyerek. Türk siperlerinde ezan okunduğunu duyan birçok Hintli Müslüman, cephe değiştirdi yahut kaçtı veya isyan etti. Avrupa burada, insanlığa ihânet etti. Çörçil, zehirli gaz kullanılmasını emretti. Türkler burada, bütün târihlerinin hesabını verdiler âdeta. Şehitlikte yarıştılar. Bunun ne demek olduğunu siz anlamazsınız Misis.
Sizin lügatte bu mefhumu anlatacak kelime yoktur. Sizde öldürmek vardır sâdece.
Evet, ama Türk’e bu ihâneti yapanların da bütün târihlerinin hesabını vermeleri lâzımdı. Allah, kendisi uğruna oluk gibi kan akıtmış bu millete zulmedenleri cezalandırmak için, bu işin neticesine komünizmi bağladı. Siz, işte bu cezanın mahkûmusunuz.
Bunun için, kapitalist bir cemiyette doğup Marksist oluyorsunuz. Ama mühim olan komünist bir cemiyette olup da komünist olmak… Niçin gidip yerleşmiyorsunuz bir komünist memlekete?
* * *
TÜRKÇE DİKKAT VE SEVGİ İSTER, SAYGI BEKLER
‘Türkiye’nin en büyüğü ve en çok okunanı’ olduğunu iddia eden bir gazetenin aynı zamanda ‘Genel Yayın Yönetmeni’ olan yazarı;
‘Sosyal medyada yazan bir şeyi alacaksan sekiz kere teyit et!’ şeklinde bir cümle yazmış. Cümlenin doğruluğunu, gazetede bulunması gereken musahhihe / (kendisinin tâbiri ile) düzeltmene teyit ettirmemiş de kendisi ‘teyit’ etmiş. Ve tabii ki, (âmiyene tâbiri ile) çuvallamış.
Cümlenin doğrusu: ‘Sosyal medyada yazan bir şeyi alacaksan sekiz kere teyit ettir’ şeklinde olmalıydı.