Her gün yapman gereken işleri yap ve bitir. İşlerini yoluna koy, biriktirme. Ufak şeyler yüzünden kimseyle tartışma. Bugün çanlar senin için çalabilir. Zamanını harcama konusunda eli açık davranma. Çocuklarına ve ailene sevdiğini söyle. Her sabah öbür tarafa gitmeye hazır ol. Her günün hakkını ver. Zamanını boşuna geçirme. Her gün yeni bir şey üret. Yunus Emre’nin deyişiyle, “Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası.”
Marcus Aurelius'un deyişiyle "Mükemmel bir karakterin (ruhun) tek bir işareti var. O da her günü son gününmüş gibi, taşkınlık, tembellik veya ikiyüzlülük yapmadan geçirebilmektir. "
DEMOKLES'İN KILICI
Çok eski bir hikâyeye göre zamanın birinde bir kralın sorumluluklarını küçümseyen bir saray mensubu varmış. Kral gerçeğin ne olduğunu ispatlamak için, saray mensubuyla gizlice yer değiştirmiş. Böylece saray mensubu, kral olmanın nasıl bir şey olduğunu anlayacakmış. Kral, hizmetçilere, kendine nasıl hizmet ediyorlarsa saray mensubuna da aynı şekilde hizmet etmelerini istemiş. Kral bir de tahta oturan kişinin tepesinde duracak şekilde bir kılıç asmış. Bu kılıç kral olmanın tehlikelerini ve bir gün bir suikasta kurban gitmenin korkusunu temsil ediyormuş. Havada sürekli asılı durarak ölüm korkusunu temsil eden o kılıca “Demokles’in” kılıcı denir.
Saray mensubu kılıca baktıkça makam ve mevkilerin diken üstünde oturmak gibi olduğunu anlamış. Gerçek hayatta da “demokles'in kılıcına benzer bir kılıç sürekli tepemizde sallanmaktadır. Hayatımız, her an gerçekleşebilecek tehlikelerle dolu. Ölüm her an kapımızı çalabilir. Kılıç bizi ne zaman yakalasın? Bencil işler peşinde olduğumuz zaman mı, yoksa iyi insan olmaya çalışırken mi?
Bu dünyada herkes ölüm cezasına çarptırılış bir şekilde doğuyor. Herkes ağır ağır ölüyor. İnsanları uyandırmak için ölümcül bir hastalıktan daha iyisi de yoktur.
Bitmemiş işler taşıma. Bitmemiş işler, geçmişi bize hapishane haline dönüştürür. Bir havuzdaki delik gibi sürekli insanın zamanını ve enerjisini tüketir.
Günleri birer birer yaşa. Her gün yeni bir gündür. Eski Romalıların çok sevdiğim bir sözü vardır. Cappe diem, yani bugünün zevkini çıkar, bugünü sıkı tut.
Yirmi dört saat boyunca kimseyi incitmeden ve doğru işleri yaparak yaşayabilir misiniz?