Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Gazeteci - Yazar

Yeni Dönem ve Yeni Başkana Merhaba

Ramazan’ın ilk gününden itibaren Suriye’de Fırat Kalkanı bölgesinde de faaliyet gösteren Yunus Emre Ensitütüsü’nün konuğu olarak Kilis’teydim. Fırat Kalkanı bölgesinde başta Azez olmak üzere Afrin, Çobanbey, El Bab’da temaslar yaptım, konferanslar verdim. Burası Türkmen bölgesidir. Güzel Türkçemizin yasaklandığı Hafız Esat rejimi dolayısıyla bölge Arapça konuşan Türkmenler olarak kalmıştır. Programımız müddetinde her gün giriş-çıkış yaptım. Daha sonra da Kilis Üniversitesi’nde öğrencilerimize “Mehmet Akif’te Medeniyet Algısı” konusunda bir konuşma gerçekleştirdim. Her gün özel izinle kilometrelerce Fırat Kalkanı bölgesine gidiyor, akşama doğru heyetimizle birlikte geri dönüyorduk.

SEÇİM DÖNEMİ

Yerel seçimler dolayısıyla bütün Türkiye gibi Kilis de kıpır kıpırdı. Akşamları Cumhuriyet Caddesi ve meydanı trafiğe kapatılıyor, bir panayır gibi şenlikler başlıyor ve geç saatlere kadar devam ediyordu. Yerel seçimler dolayısıyla partiler ve adayları bangır bangır konuşmalar yapıyor, marşlar, şarkılar ve türküler çalıyor, broşürler ve hediyeler dağıtıyordu. Bunlardan bazıları bildiri, bazıları kitap ajanda, kimisi bulgur, yağ vs. Tanıdığım veya tanımadığım insanlarda sohbetler ediyor, seçimler konusunda görüşlerini almaya çalışıyordum. “Nasıl gidiyor, kim kazanır size göre?” biçiminde sorular soruyordum.

Cumhur İttifakı yönetimin adaylarının parlamentoda milletvekilleri vardı. MHP ve AKP adayları onlarla dolaşıyorlardı. İnsan kaynağını tükettikleri için tekrara başlamışlardı. Fakat imkanları, zengin kaynakları ve kadroları bulunuyordu seçim çalışmasını yapmak için.

Kirli ve sivri dil de hiç eksik olmuyordu seçim gündemde. En acılı söylem de “hainler, dış güçler, terör işbirlikçileri, nas var sana bana ne oluyor” biçiminde toplumu kutuplaştıran ve ötekileştiren açıklamalardı. Oysa hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik, sığınmacı göçü, hovardaca kullanılan kamu harcamaları hiç söz konusu yapılmıyordu. Ülkemizin iyi yönetildiğini de kimse iddia edemiyordu. Sorunları vardı. Çünkü dip dalga kendini yıllar önce göstermeye başlamıştı ve görünen köy kılavuz istemezdi. Muhalefet ve sivil toplum iyi niyetle defalarca iktidarı uyardı, hükümet umursamadı, tam tersine fitne çıkarmakla itham edildiler. Yönetimin eleştiriye, analitik düşünceye tahammülü yoktu. Kilis’te de olduğu gibi, keyfiyet, kibir, kayırmacılık, bünyeye giren virüs, toplumun fakirleşmesi, alım gücünün azalması, Türk lirasının itibar kaybetmesini görmezden geliniyor, günlerini gün etmekte ısrarcı oluyorlardı.

MAKAM UNVAN KOLAY ELDE EDİLİNCE

Memleketim olduğundan adayları ziyaret ederek kutlamak istedim.  Cumhur İttifakında çok sayıda kıymetli aydın hemşerilerimiz aday adayıydı. Çoğunu yakından tanıyorum. Birer pırlanta gibi değerdi. Ama Ankara adaylarda sadakat önceliğinden ve ısrarla belirttiğim gibi insan kaynağını tükettiğinden, tercihini iki eski milletvekilinden yana kullandı. AKP ve MHP adaylarının yanına yaklaşılmıyordu, çünkü o makamlara, imkanlara, unvanlara kolay ve fazla çalışmadan gelmişlerdi, çok rahatlardı, kibirleri zirvedeydi ve her şeyi çantada keklik görüyorlardı; yakınları “siz ne diyecekseniz bize söyleyin, kendilerine iletiriz “diyorlardı. Ben de öyle de yaptım.

Cumhuriyet Caddesi’nde İYİ ve BTP belediye başkan adaylarını sohbet ederken buldum ve göz göze geldik. Kucaklaştık, tebrik etim. BTP’nin çayını içtim.  Şerif Karakurt’un evindeki iftarında kızı Saadet Gültekin’in SP’den aday olduğunu öğrendim ve kutladım. Aziz dostum ülkücü Seydo Yıldırım’ın ofisi açıktı, baktım Milli Yol Partisi yerel seçimlere aday göstermişti. İçeri girerek tebrik ettim. Komşum ve aile dostumuz Zafer Partili Mehmet Emin Ertuğrul’a ulaşamadım. O sırada CHP konvoyu geçti cümbür cemaat. Hemen telefon ettim Kilis Belediye Başkan adayı Avukat Hakan Bilecen’e. Telefon açılmadı.  Ancak tebrik görevimi yerine getirmiştim bana göre. Bir müddet sonra Hakan Bilecen geri dönerek, nezaket gösterdi ve telefonla arayarak propaganda için mahalle toplantısında olduğunu söyledi. Teşekkür etti. Ben de meramımı anlattım ve kutladım.

YEREL YÖNETİMİN CAZİBESİ VE SEVGİ

Kilis’te kaldığım müddetçe seçim heyecanı gittikçe arttı, dozajı yükseldi, ithamlar, iddialar aldı, tartışma uzadıkça uzadı. Halk bana soruyordu “Beyim bu belediye başkanlıklarını neden bu kadar çok arzu ediyor adaylar, Kilis’te bile 15 kadar aday var. Bu kadar cazip bir yer mi, rantı mı fazla, maaşı mı yüksek?”

Tabii ki önce itibarı var. Bir hizmet makamı. Türkiye Cumhuriyeti ve toplum adına yerel bir yöneticilik sorumluluğu alıyorsun. Sonra seyahatlerde VIP’ten giriyor, VIP’ten çıkıyorsun, bol bol yurtdışı seyahatleri oluyor, harcırah alıyorsun, sosyal tesisleri olan lüks Belediye Evlerinde ucuza kalıyor, yiyip içiyorsun vs. Ancak yerel yönetimlerde ve özellikle büyük şehirlerde en önemlisi kentte yapılaşma, toprakların iskana açılması, ruhsat ve imar rantı.

Bunlar bir yandan yerel yönetimi cazip hale getiriyordu. Öte yandan da toplum doğrucu davutları, dürüst, çalışkan, şeffaf, hesap verebilir, ufku olan memleket evlatlarını mumla arıyordu.

Seçim sırasında Kilisli objektif düşünen, eleştirel düşünceyi önemseyen aydınlarımızın görüşü; iddialı AKP ve MHP Adayları da başka bir deyişle Cumhur ittifakının adayları onca kaynak ve imkân ile birbiriyle yarışırken aradan CHP çıkabilir şeklindeydi.

CHP Adayı Avukat Hakan Bilecen Kilis’ten görüşü ne olursa olsun her kesim tarafından sevilen dürüst, haramı-helalı ve kul hakkını bilen, hak, hukuk ve adaleti önemseyen, insani ve medeni ilişkileri önde biri olarak anlatılıyordu. Öyle ki ülkücüler de milli görüşçüler de muhafazakâr ve milliyetçi demokratlar da, Atatürkçüler, dindarlar, liberaller de Hakan Bilecen’e CHP’lilerden daha fazla sıcak bakıyorlardı. Öyle ki Sabah Pazarındaki iftar sonrası 10 kadar eskimez dostlarımızla yaptığımız sohbette bu algı öne çıktı.

Gerçekten sevginin sıcaklığı buz dağlarını bile eritiyor.

FARKIN SEBEPLERİNİN ANALİZİ

Buna sanki İYİ Parti adayının MHP ve AKP adayları hakkındaki yenilir yutulur cinsten olmayan iddiaları da katkı verdi. Hatta savcılığa suçu duyurusunda bulunulduğu açıklandı ve canlı yayınlarda daha da ileri gidilerek “hodri meydan” bile okundu. Sıkıntılı bir döneme girildiğini fark eden AKP Adayı Cumhurbaşkanı’nın Kilis’e gelmesiyle moral buldu ama, o da yetmedi, iddialar karşılıksız kaldı.

Kilis’te seçime böyle girildi.

Hayatında bir defa bile CHP’ye oy vermeyen demokratlar bu seçimde bütün Türkiye’de olduğu gibi Avukat Hakan Bilecen gibi adaylara oy verdi, kazanmasına neden oldu. Çünkü toplum dürüstlüğü, hasbiliği, kendine değil, ülkesine çalışanı, hesap verebilen ahlaklı dindarları çok özlemişti. Önce ahlak diyordu. Bunda da Kemal Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşü, helalleşme, insan hakları, inanç özgürlüğü, dayanışma, millet ittifakı programlarının katkısı olduğunu da kulak arkası edemeyiz.

Elbeyli’de AKP, Musabeyli’de MHP ve Polateli’nde CHP kazandı, Avukat Hakan Bilecen rakiplerine fark atarak Kilis Belediye Başkanı oldu. Asıl bundan sonrası daha önemli.

 

FAYDASINA VE İŞLERLİĞİNE İNANIYORSAN YAP

Gaziantep’te Dr. Asım Güzelbey Büyükşehir Belediyesi’ni kazanınca birlikte olduk. Yeğeni merhum arkadaşımız Hasan Celal Güzel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını iki defa kazanan Burhan Özfatura’yı Dr. Asım Bey Gaziantep’e davet ederek birkaç ay danışmanlık yaptırdı. Sonra tecrübeli diğer başkanlardan da görüşler aldı. Dr. Asım Güzelbey’in faydalı çalışmalar yaptı bir marka gibi bugün bile hatırlanıyor.

Kıymetli Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen, tasarruflarına adaletle başla ve öyle devam et. Liyakati önde tut. Sahasında uzman bilge kişilerle istişareyi ihmal etme. Personel içinde performans istatistiğini önemse, taktir ve taltif et. Herkesin başkanı olmaya çalış. Partizanlık yapma, diğerleri kötü örnek olsalar bile. Muhalefetin eğer varsa programındaki faydalı hususları hayata geçir. Muhalif Yasin Topaloğlu’nun 25 maddelik programının kentimizi için faydalı olabileceğini düşündüğün ve uygulanabilir olanlarını görmezden gelme; hatta teşekkür et. Suriye’de iç savaş bitince bölgenin kalkınması ve inşası için Kilisli müteşebbislerin önünü aç. Kilis İnanç Turizmini önemse. Kilis’te Dini Hayat konulu ilmi bir ulusal sempozyum düzenle. Üniversite ile ortak proje geliştir. Dijital de olsa bir Kilis Ansiklopedisi ve yeni bir Kilis Tarihi hazırlat. Kilis dışındaki Kilislilerin memleketlerine özlemle yılda veya birkaç kere de olsa dönüşlerini (özellikle katmer ve üzüm zamanı) sağlamak için bir Kilis Zirvesi düzenle, onların şehre ne gibi katkısı olabileceğini programla, yeter ki; herkes kendi parası ve imkanıyla kalabileceği yatacak yer ayarlaması sorun olmasın. Kültür yayıncılığını ihmal etme.

İstanbul’da çok sayıda örneği olduğu gibi kente özellikle yabancı konuk ve hanımlar için mutlaka modern tuvaletler yaptır. Her mahalleye bir kreş gelişmesine katkı ver. Okul ve kütüphaneyi öncele. Atın önüne et, itin önüne et atma.

BAŞARMAMAK İÇİN SEBEP YOK

Her kesimin sevgisini kazanmış bir başkan olarak bunun kıymetini çoğu zaman hatırla. Dünyadaki çağdaşların ne yapıyorsa onlardan geri kalma. Politik baskılar motivasyonunu bozmasın. Hepsinin üstesinden gelinebilir.

Kıymetli Başkan, değerli hukukçu, aziz Avukat Hakan Bilecen bunları bir aydın sorumluluğu içinde size bir fikir emekçisi olarak hatırlatmak istedim. Başarılı, yansıması güçlü ve kalıcı olmanızı temenni ederim.