İşletme ekonomisi eğitimi de alan, makine mühendisi olarak, altmışlı yılların sonunda, Planlama’da çalışmaya başladım. O yıllarda Planlama, Turgut Özal’ın öncülüğünde, ana kuruluşlarıyla sanayileşmeyi, devlet politikası haline getirerek, yeni bir yapılanmanın altyapısını oluşturuyordu. Anadolu’nun bin yıllık tarihine dayanan, yüzyılların içinde oluşan kültürüyle yoğrulan, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen, “Planlama Okulu”nun öncüleri, Türkiye’nin ekonomisinde köklü bir dönüşümün akıncı güçleri oldular.
*
Türkiye’nin özel ve kamu kesiminde, pek çok kuruluşu büyütenler ve dünyaya açanlar arasında, Planlama çalışanları önemli yer tutarlar. Onlar şemsiyesi altında yer aldıkları yerel kuruluşları, dünya pazarlarına açılan küresel kuruluşlara dönüştürdüler. Dönüştürücü, yenilik yapmayı bilen, lider nitelikleri taşıyan yöneticiler, ürettikleri ürünlerle, verdikleri hizmetlerle, geliştirdikleri yeni yöntemlerle, Türkiye'ye kanat takıp uçurdular.
*
Planlama yerel düşünmesini, küresel davranmasını bilenlerle, paylaşımcı üretimi, katılımcı yönetimi bilenleri aynı çatı altında buluşturdu. Paris gözlemlerinden oluşan “Batı Notları”nı yazan Nuri Pakdil’le, “Gül Yetiştiren Adam” romanın yazarı Rasim Özdenören’le, aynı kuruluşta birlikte olma imkânı buldum. Ruşen Gezici, Yahya Oğuz, Kahraman Emmioğlu, Yusuf Özal, Temel Karamollaoğlu, Cevat Ayhan başta olmak üzere, değişik alanlarda mühendislik eğitimi alanlarla, aynı konularda çalıştım.
*
İster kültürel, ister ekonomik olsun, üretmenin coşkusunu duyanlar, hep birlikte Anadolu’nun ekonomik yapısını, kültürel dokusunun güçlendirmekle kalmadılar, dünya pazarlarına açtılar. Onlar bilgeliğe dönüşen bilgileriyle, her alanda Türkiye’yi dönüştürerek hem üretimde, hem yönetimde İbn Arabi’nin, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin temellerini attığı, Anadolu bilgeliğinin zenginleştiricileri oldular.
*
Anadolu’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Amerika’ya bakmasını bilen Özal’ın yönetiminde, Planlama yönlendiği, özendirdiği yatırım kararlarıyla hem kamu kesiminde hem özel kesimde köklü dönüşümlerin yolunu açtı. Planlama’da görev alanların, özverili çalışmalarıyla, Türkiye tarım toplumundan, sanayi toplumuna evrildi. Planlama’nın çok etkili olduğu yıllarda, Başbakanlık’taki ve Kavaklıdere’deki binalarında ışıklar, gece yarılarına kadar sönmezdi.
*
Adana’dan Ankara’ya, İzmir’den İstanbul’a, Anadolu’nun bütün şehirlerinde, ekonomik yapıyı ve kültürel dokuyu güçlendiren yatırımlar yapıldı. Dünyaya açılan, dünya pazarlarında yer alan Anadolu kuruluşları, kurulmalarını ve büyümelerini, Planlama’nın güçlü dönemlerine borçlular. Onlar İtalya’nın, Fransa’nın, Almanya’nın ürettikleri ürünlerden, geri kalmayan üretimleriyle, ithalatçı Türkiye’yi ihracatçı Türkiye’ye dönüştürdüler.
*
Türkiye başta olmak üzere, Avrupa’nın ve Amerika’nın değişik üniversitelerinde, mühendislik eğitimi alanlarının, önde gelenleri Planlama’da buluştular. Onların destekledikleri yerel ve küresel sanayi kuruluşları, peşlerinden sürükledikleri yan sanayilerle Bursa, İtalya’nın Torino’su, Amerika’nın Detroit’i oldu. Bursa’yı Antep’ten Adapazarı’na, İzmir’den İzmit’e çok sayıda Anadolu şehri izledi. Türkiye iki kıta arasında köprü değil, merkez ülke oldu.