Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Tahta Çocuk

Bir varmış bir yokmuş, pire berber deve tellal iken masalı anlatan gitmiş gitmiş sabahtan akşama kadar yol gitmiş bir de bakmış ki bir arpa boyu anca gitmiş. Gelelim masalımıza; marangoz Ayı Güçlü tahtaları keser biçer orman hayvanları için gereken ve istenen eşyaları yaparmış. Komşuları ve karısı Bonbon ile keyifli bir hayat sürmektelermiş. Bonbon hanım topladığı meyvelerden meyveli pastalar yapıp okulun öğretmenlerine verirmiş. 

-Öğretmenim beslenme saatinde bütün talebelerinize dağıtın! dermiş.

İçinin derinliklerinde hep bir çocuk özlemi duyarmış. Ayı Güçlü bir gece değişik bir rüya görmüş. Rüyasında kulağına sesler geliyormuş.

-Tahtalardan bebek yap!

-Tahtalardan bebek yont!

Derken sabah olmuş. Güçlü kahvaltı bile yapmadan evden çıkmış hızlı hızlı yürüyerek marangozhaneye varmış. Elindeki tahtaları inceleyerek en yumuşak olan tahtayı seçmiş. Çünkü Tahtadan bir bebek yapmayı düşünmüş. Önce kafasında tasarlamış, kesmiş, biçmiş, yontmuş. İyi kötü insana benzer bir şekle getirmiş. Tüyünü döken hayvanların döktüğü tüyleri tahta oğlanın kafasına saç diye yapıştırmış.

-Eh bugünlük bu kadar yeter gerisini yarın yaparım. 

O gece uykusunda yaptığı tahta bebeğin konuştuğunu görmüş. Tahta bebek sesleniyormuş.

-Baba, babacım!

O sesi duymak Ayı Güçlü'nün babalık özlemine çok iyi gelmiş. Acaba olur mu diyerek sabah erkenden marangozhaneye gitmiş. Tahta bebeğin her şeyini tamamladıktan sonra Allah'a dua edip tahtadan bir çocuğun canlanmasını beklemiş.

(Arkası ikinci bölümde)