Günümüzde pek çok insan kendi şirketini kurup girişimci olmak istiyor. Hayatlarının çoğunu da kurdukları bu şirketi yaşatmaya adıyorlar. Bununla birlikte herhangi bir şirketin inşasına harcadıkları zaman ve enerji kadar, kendilerini inşa etmeye zaman ve enerji harcamıyorlar.
İnsanın kendi hayatına bir iş kurmaya gösterdiği özen kadar önem vermesi gerekmez mi? Bakın yaklaşık 2400 sene önce Sokrates ne diyor: “İnsanlar çiftliğini genişlettiğinde veya bir at aldığında ne kadar mutlu oluyorlarsa beni de mutlu eden de gün be gün gelişmemdir.” Sokrates 31 yıl yaşadı ve bu anlamlı sözleri söyleyerek bu dünyadan gitti.
“Bir şey ne için yaratılmışsa ona doğru ilerler, vardığındaysa kendi sonuna ulaşır” diyor Marcus Aurelius ve devam ediyor George Bernard Shaw “Yaşadığım sürece toplum için elimden geleni yapmak da, benim için bir imtiyaz olacak. Öldüğüm zaman iyice kullanılmış ve tüketilmiş olmayı istiyorum.” Yani Shaw ona verilen potansiyeli israf etmeden tam olarak kullanmak istiyor.
Yüce Kur’an’da “İnsan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyâmet-36) ayetiyle insanlığı uyarıyor ve kendinizi israf etmeyin diyor.
O zaman kendimize şu soruları soralım ve düşünelim: Hayatımızın amacı nedir? Ne yapıyoruz ve neden yapıyoruz? Değer verdiğimiz şeylerle uyumlu yaşıyor muyuz? Yoksa başıboş dolanıp amacımızın dışında kalan her şeye kafa mı yoruyoruz? Yoksa boş konuşmalara zaman ve enerji mi harcıyoruz? Ne için yaratıldık? Yorganın altında kıvrılıp sıcak yatağımızda kalmak için mi yaratıldık? Keyif almak için mi yaratıldık?
Bu soruları kendimize sorduğumuz zaman alacağımız cevaplar bizi rahatsız edebilir. Bununla birlikte bu sorular bizi iyi bir sonuca götürür. Davranışlarımızı düzeltme imkânı sunar ve bizi iyiliğe doğru yürütür. Doğru insanlarla sohbet etmenin kapısını açar.
Bir bilgeyle yapılan tek bir sohbet, yıllarca aldığınız eğitimden daha değerli olabilir. Bunun tersi yanlış bir kişinin yanında bulunmaktır. Bu durum pasif sigara içiciliği gibidir. Zehirli ruh hali içinde olan insanların yanında bulunmak onların zehrini yutmak demektir.
Yüksek bilinçli bilgeler sohbet adamlarıdır. Sohbet içinde olmak, iki insanın deneyimlerini, günlük öykülerini ve neleri fark ettiklerini birbirleriyle paylaşmalarıdır. Kişi hiçbir kitabın ve seminerin kazandıramayacağından fazlasını sohbette kazanabilir. Kaliteli sohbetler kendimizi inşa etmemizi kolaylaştırır. Hayatında bir kere bile sohbet içerisine girmemiş insanlar vardır. Ne kadar üzücü…
Evet, kendimizi, ihmal ve israf etmeyelim. Sürekli geliştirelim ve inşa edelim.
Kaynaklar • AURELIUS, Marcus. Kendime Düşünceler, İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2023.
• ÖZKAN, Zülfikar, Beynin Mutluluğa Ayarlanması, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2021