Gelişmenin ilk işareti kimseye öfkelenmemektir. Evrende her şey doğasına uygun olarak gerçekleşir. Doğru işi yapıp adil olduğumuzda genellikle öfkelenmeyiz. Gelişme sürecindeki insanlar genellikle sakindirler. Kolay kolay öfkelenmezler. Öfke kararlarımızı olumsuz yönde etkiler ve karar vermemizi zorlaştırır. Bizi temel amacımızdan ve hedefimizden uzaklaştırır.
Her canlının bu dünyada belli bir misyonu vardır. Bütün hayvanlar ve insanlar kendilerine göre belli işleri yapmak üzere yaratılmıştır. Doğalarının önemli bir parçası olan bu özellikten mahrum bırakıldıkları zaman acı çekerler. İnsanları anlamak bizi rahatlatır. Anlamak sevmektir.
Bununla birlikte kişi birdenbire kendine çeki düzen veremez. Aniden öfkelenmeyi bırakıp sakin olma alışkanlığı kazanamaz. Öfkelenmemek birbirinden bağımsız birçok seçimin sonucudur. Doğru zamanda kalkma, yatağını toplama, kendine yatırım yapma, işine odaklanma gibi bağımsız eylemler küçük görünseler de birikimleri çok önemli sonuçlar doğurur. Refahı belirleyen küçük adımlardır. Çabuk öfkelenen bir insan olmak istemiyorsanız bu alışkanlığınızı beslemeyin.
Öfkelenmeme alışkanlığı kazanmak için ilk olarak sinirlenmediğiniz günleri sayın. Eskiden her gün sinirlenir miydiniz? Artık gün aşırı mı sinirleniyorsunuz? Şimdi üç veya dört günde bir sinirleneceğinize kendinize söz verin. Sonra bu sinirlenmemeyi otuz güne çıkarabilirseniz çok iyi gelişiyorsunuz demektir. Ne mutlu size…
Alışkanlıklar önce zayıflatılır sonra öldürülür. Alkol gün gün azaltılarak bırakılır. Bugün öfkeme yenik düşmedim, önümüzdeki üç veya dört günde düşmeyeceğim, tüm kışkırtmalara rağmen kendime hâkim oluyorum” diyebildiğiniz gelişme yolunda bir insan olduğunuzun farkına varsınız.
Bedeninizi dik duruma getirerek, omuzlarınızı geri atarak, başınızı dik tutarak, gülümseyerek ve düzenli alışkanlıklarla nefes alıp vererek duygularınızı olumlu yönde değiştirebilir ve öfkenizi yatıştırabilirsiniz.
Örnek verelim: Gökyüzüne bakmak bizi dünyevi hayatın sıkıntılarından ve dertlerinden uzaklaştırır. Yıldızlara bakıp ve kendimizi onların yanında hayal edelim. YILDIZLARA BAKIP HİÇBİR ŞEY HİSSETMEMEK NEREDEYSE İMKANSIZDIR. Böyle düşünceler hayatın tozunu kaldırır. Yıldızlara baktığımızda evrenin büyüklüğüne kıyasla ne kadar küçük varlıklar olduğumuzu hissederiz. Gökyüzünün güzel enginliğine bakmak dünyevi dertlerin yol açtığı kusurlara ve ufak işlere ilaç gibi gelir. Böyle bir şey içinde olabildiğince kaybolmak ruh için iyi bir ilaçtır.
Öfkeli insanlar sürekli eleştirir ve kötü haberler verir. Başkalarını sürekli eleştiren kişinin yüzü başkalarına rahatlık vermez. İnsan beyni mutlu yüzleri tercih ettiği için öfkeli insanlar itici gelir. Mutlu yüzün avantajlı olduğunu unutmayalım.
Kaynaklar
HOLIDAY, Ryan- HANSELMAN, Stephen. Stoacının Günlüğü. Çev. Doğa Alp, Pegasus Yayınları, İstanbul, 2023.
ÖZKAN, Zülfikar, İç İletişimin İyileştirici Gücü- Kendinle Barışmak, KOCAV Yay., İstanbul, 2017.
ÖZKAN, Zülfikar. Beynin Mutluluğa Ayarlanması, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2021