Masallar diyarından siz çocuklara duyuru var. Masallar biriktirmişler, çok güzel yeni, yeni masallar. Hadi birlikte gidelim. Biliyor musunuz Kral aslan da masal dinlemeye gelecekmiş. Gelelim masalımıza. Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pire berber deve tellal iken.Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Köylerden birinde bir boyacı yaşarmış yaşadığı yer o kadar soğukmuş ki tahminen kuzey ülkelerinden biri olsa gerek. Boyacı bir gün sabah işine gitmek üzere evinden çıkmış. Yolda bir penguen yavrusuna rastlamış. Penguen yavrusu gölün kenarında ağlamaktaymış. Annemin sözünü dinlemedim kendi başıma oynamaya çıktım, sonra da evimi bulamadım. Boyacı bunları duyunca çok üzülmüş. Gel minik penguen demiş seninle beraber evini arayalım. Birlikte aramaya başlamışlar. Küçük penguen o kadar heyecanlıymış ki yönünü bir türlü tayin edemiyormuş. Epey bir aradıktan sonra ümitlerini kesmişler. Boyacı Buzayak pengueni kucağına almış, yavaş yavaş başını okşamış yarın demiş sabah beraber tekrardan aramaya çıkarız. Yolda yavru penguen Boyacı Buzayak'ın kucağında uyumuş. Penguen Patik'. i yatağının üzerine yatırmış ve düşünmeye başlamış;
---Penguen Patik annesini bulamazsa çok üzülür. Onun ailesini bulmamız lazım
-Bu soğukta yaşamaya alışan bir hayvana ben aynı ortamı nasıl temin edebilirim, diye düşünmüş.
Ani bir kararla evindeki buzdolabını boşaltmaya başlamış. Kapısını söktüğü dolabın sebzeliğinin birine Penguen Patik'i yatırmış. Kendi erzaklarını da balkona yerleştirmiş. Sabah kahvaltı hazırlamak için balkona çıkınca deniz kuşlarının gelip balkona bıraktığı yiyecekleri kaçırdıklarını görmüş. Ve kendi kendine eyvah demiş. Ben şimdi bu Patik'e ne yedireceğim? Acaba süt içer mi diye düşünmüş. Annesini özlediğini söylüyor ve aynı anda da ağlıyormuş. Bunun üzerine de
-Sen ne yersin bakalım Patik? Süt içer misin?
-Ben her şeyi yerim!
Markete gidip süt alıp gelmiş Patik'e içirmiş. Karnı doyan Patik, Boyacı Buzayak amca ben biraz uyuyayım sen bizimkileri ara demiş.
Buzdolabındaki sebzeliğe yerleşip mışıl mışıl uykusuna dalmış hızlıca. Boyacı dışarı çıkmış, köydeki çocukların gittiği okula, yuvaya gitmiş. Öğretmen Şımarık adında bir Pelikan Hanım imiş. Bayan Şimarık'a başından geçenleri anlatmış. Bayan Şimarık yardımcı olacağını söylemiş. Ertesi gün de deniz kaplumbağası okul müdürü Bay Hüsnü'ye anlatmış. Hüsnü de okulun kapısına bir kağıt asmış kayıp penguen diye. Bu arada boyacı ile penguen Patik iyice arkadaş olmuş ve birbirlerini sevmişler. Bay Buzayak Patik ile vakit geçirmek için işini de bırakmış çünkü Penguen Patik ile balık avlamak daha çok mutlu ediyormuş onu. Penguen suya dalıp balıkları boyacı'nın oltasına takıyormuş. Sonra da beraber pişirip yiyorlarmış. Böylece günler geçmiş. Bu arada bir gün kapılarının önünde bir araba durmuş..İçinden Deniz kaplumbağası Hüsnü, Öğretmen Şimarık birlikte inmişler. Kapıyı çalmışlar.
-Eyvah! Seni almaya geldiler.
Patik de:
-Yaşasın aileme döneceğim! diye hoplamaya başlamış.
Misafirler gelip oturmuş ve anlatmaya başlamışlar. Patik'in annesi çok hasta olmuş daha yeni iyileşmiş ve okula müracat etmiş. Okul da böyle bir program oluşturup Patik'i almaya gelmişler. Patik giderken Boyacı da arabaya binmiş. Birlikte Patik'in evine gitmişler. Patik'in annesi Penguen Perihan onlara balık çorbası ikram etmiş. Boyacıya da:
-Biz artık seninle dost olduk her zaman gelip Patik'i görebilrsin demiş.
Ayrılırken Boyacı Buzayak sokakta kardeşleri ile kaymakta olan Patik ile vedalaşır. Patik:
-Yeteri kadar büyüdüm, ben sana gelirim sen de bize gel!
demiş ve badi badi yürüyerek arkadaşlarına katılmış. Boyacı da arabaya atlayarak kendi evine dönmüş. Bu masalımız dan aldığımız ders şu:
büyüklerimizden izin almadan bir şey yapmamak gerekiyormuş.