Türk cumhuriyetlerinde alfabe ve dil birlik için ‘olmazsa olmaz’ unsurdur. Moskova yönetimi her bir Türk topluluğuna ayrı bir alfabe dayatmıştı. Bağımsızlıktan sonra Özbekistan ve Kazakistan, alfabede yaptığı değişikliklerle, Rusya dönemindekini aratacak yeni bir yapılanmayı tercih etmiştir. Kırgızistan ise bölgenin en fakir ülkesi olarak henüz alfabe meselesini gündeme alamamıştır.
Kırgızistan’daki Etnik problemler ve Çin baskısı moral bozucudur.
En istikrarlı ülke Özbekistan; Taşkent, Buhara, Semerkant, Fergana gibi târihî şehirleriyle göz kamaştırıyor. Bölgenin en zengin ülkesidir. Türkiye ile temaslar sık ve ümit verici olmakla birlikte Rusya’nın etkisi devam ettiğinden ümit edilen neticeler hayli uzaktadır.
***
Her Türk Orta Asya Cumhuriyetleri’ndeki soydaşlarımızın varlıklarını nasıl devam ettirebileceklerini, nasıl güçlü hâle gelebileceklerini ve nasıl birlik olabileceklerini düşünmek ve fikir üretmekle vazifelidir.
Kasıt veya cehâlet sebebiyle ‘Azerî’, ‘Kazak’, ‘Kırgız’, ‘Özbek’ ve ‘Türkmen’ olarak anılan soydaşlarımızın ve dindaşlarımızın varlıklarını koruyabilmek, daha huzurlu ve daha müreffeh bir gelecek inşa edebilmek tabîi kaynaklarını birlikte işlemek için teşebbüse geçmeleri; ticârî, sınâî, sosyal ve askerî birlikler oluşturmaları şarttır. Bunun için tek alfabeli, tek dilli olmaları gerekmektedir.
Bu vazife Mustafa Kemal Atatürk tarafından:
Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idâresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sâhip çıkmaya hazır olmalıyız.
Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir, hazırlanmak lâzımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Mânevî köprülerini sağlam tutarak! Dil, bir köprüdür; inanç, bir köprüdür; târih, bir köprüdür.
Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü târihimizin içinde bütünleşmeliyiz.
İfâdeleriyle Türk milletine ve yöneticilerine tebliğ edilmişti.
Atatürk, 1 Aralık 1921 târihinde TBMM'nde yaptığı bir konuşmada ise Pan-Türkizm ve Pan-İslâmizm konusunda şu sözleriyle îkazda bulunmuştur:
Dünya yüzünde mevcut bütün dindaşlarımızın huzurlu ve refah içinde yaşamalarını isteriz. Fakat bu toplumun büyük bir imparatorluk hâlinde, bir noktadan sevk ve idâresini düşünmek istiyorsak, bu hayaldir...
Tek dilli, tek alfabeli ve daha güçlü ve topraklarını daha iyi koruyabilen bir Orta Asyalı, ister Özbek, ister Kırgız, ister Kazak adına ne derseniz deyin böyle bir birliktelik nasıl olmalı ve nasıl korunmalı diye düşünmemiz gerekir.
Bu tebligat ve ikazın gereklerini en samîmi tarzda benimseyen ve sınırlı imkânlarına rağmen uygulamaya geçen tek kişi Prof. Dr. merhum Turan Yazgan olmuştur. (1938-2012) Câlib-i dikkattir: Henüz Sovyetler Birliği dağılmadan, 1980 yılında kurduğu Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı ile devletin yapmaya teşebbüs etme cesâretini bile gösteremediği büyük işleri üstlenmiş ve imkânlarının fevkinde hizmetler gerçekleştirmiştir.
***
Türk Birliği: Hayâlden İdeale ve Sonra Gerçeğe…
1992 yılında Ankara’da Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi gerçekleştirildi. 2006 yılındaki toplantıda Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Zirve toplantıları adının, ‘Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi’ olarak değiştirilmesini teklif etti. Teklif, 3 Ekim 2009 târihinde Nahcivan’da; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının iştirakiyle yapılan toplantıda imzalanan anlaşma ile kabul edildi. Özbekistan 14 Eylül 2019’da Konsey üyesi, Macaristan ise gözlemci üye oldu.
12 Kasım 2021’de İstanbul’da yapılan toplantıda konseyin adı, ‘Türk Devletleri Teşkilâtı’ olarak değiştirdi. Teşkilâtın Genel Sekreterliği İstanbul’dadır. Türkmenistan Teşkilata gözlemci üye olarak dâhil oldu.
Teşkilâtın; ‘Milletlerarası Türk Kültürü, Türk Devletleri Parlâmenterleri… gibi organları vardır.
03 Kasım 2023 târihinde İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda; teşkilat üyeleri arasında vize işlemlerinin kolaylaştırılması, ‘Türk Yatırım Fonu’ oluşturulması, ‘Alfabe Birliği’nin sağlanması gibi temennilerde bulunuldu.
Gönül arzu eder ki: Bu temenniler; Avrupa Birliği’nde olduğu gibi ‘Şengen Anlaşması’ benzeri bir düzenleme ile vize sistemi tamamen kaldırılsın.
Birlik üyeleri arasında gümrük birliği kurulsun.
Üye ülkelerde üretim maksatlı sıfırdan sanayi tesisleri kuracaklara verilmek üzere güçlü bir fon teşkil edilsin.
Bunlar şimdilik hayâl olmakla birlikte, birkaç sene içerisinde ideal hâline getirilirse hakikate dönüşmesi kolaylaşır.
Akıl ve mantık bunu gerektirir.
Birlik budur.
Güç bundadır.
Huzur ve refah ortamı böyle sağlanır.
DEVAM EDECEK