Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Kırmızı Balon

Bir varmış bir yokmuş, masal diyarında masal çokmuş. Bakalım bugünkü masalımız ne anlatıyor. Masal diyarındaki mutluluk ormanında, ormanın tam ortasındaki meydanda bir inşaat karmaşası sürmekteymiş. Ne yapıldığı konusunda muhtelif dikkat varmış. Orman sakinlerinin bir kısmı alışveriş merkezi bir kısmı kapalı oyun parkı başka bir kısmı da okul diye konuşuyorlarmış. Meselenin özü oraya bir çocuk sineması yapıldığıymış. İnşaat sahibi çocukların sömestr tatili başlamadan inşaatın bitmesi gerektiğini söylemiş. Gel zaman git zaman inşaat bitmiş. Çocuklar okuldan karne alıp evlerine dönerken asılı afişleri görmüşler. İlk gün çocuklar ücretsiz misafir olarak sinemaya davet edilmişler. Filmin adı kırmızı balonmuş. Çocuklar ailelerine yalvarmışlar bir şekilde ikna etmişler ve sinema salonunu bazı çocuklar yalnız başına, bazıları da velileri ile doldurmuşlar. Filmin konusu şuymuş abisi ile dolaşmaya çıkan küçük bir eşek ve kardeşi sıpa Nejdet'in yolları parktan geçer. Parkta bir banka oturmuş, elinde rengarenk balonlar olan ve bu balonları satan bir ayı ile karşılaşmışlar. Ayı;

-Balonlarım vaaar!

Sıpa Nejdet de bunu duyar duymaz abisinden balon istemiş. İpe bağlı balonlara bakarken en tepedeki kırmızı balonun kendisine göz kırptığını görmüş. Fakat abisi ceplerini karıştırmış ve üzerinde hiç para olmadığını fark etmiş. Abisi sen bekle burada ben evden bir koşu para alıp geleyim demiş.

Sıpa Nejdet beklerken Baloncu Ayı'da kalkıp yola düşmeye yeltenmiş.

- Abim geliyor biraz daha bekleyin lütfen! demiş Nejdet.

Baloncu Ayı hiç oralı bile olmadan yürüyüp gitmiş. Bu arada tepedeki kırmızı balonun diğerlerinden kurtularak başının etrafında dolandığını görmüş. Balon Nejdet'e;

- Arkadaş olalım mı seninle?

- Olurum, olurum! diye bağırmış sıpa Nejdet heyecanla.

Abisi ile dolaşırlarken bu sırada balon da onları belirli bir yükseklikten takip ediyormuş. Bir ara tramvaya binmişler. Bu durumda da bizi takip edemez diye düşünen Nejdet umutsuzluğa kapılmış. Ama tramvaydan indikleri zaman kırmızı balonun yine tepelerinde olduğunu görmüş. Nejdet çok sevinmiş vedalaşmışlar. Nejdet eve girip pijamalarını giymiş, yemeğini yedikten sonra da yatmak için odasına geçmiş. Bir ara odasının penceresini açmış hava almak için. O arada balonun odasına girdiğini görmüş. Balonla karşılıklı konuşmaya başlamışlar. 

Nejdet;

- Hep senin gibi bir arkadaşım olsun isterdim.

Kırmızı Balon;

-Ben de seninle arkadaş olduğum için çok mutluyum. Ama benim bir kusurum var eğer havam geçerse söner yere düşerim beni tekrar şişirmen gerekli.

- Tabi ki ben şişiririm seni!

Konuşmadan sonra ikisi de uykuya dalmış. Gece balonun havası sönmüş tabi. Sabah olunca Nejdet arkadaşını aramış. Kanepenin üzerinde en yakın arkadaşı kırmızı balon yatmaktaymış. Hemen onu şişirmeye koyulmuş. Balonu şişirmiş ve ikisi de bu sevinçle oyun oynamaya başlarlar. Sıpa Nejdet'in balona ikinci vuruşunda bom! diye bir ses duyulur ve balon patlar. Söndü zanneden Nejdet tekrar şişirmeye çalışır fakat bu sefer başarılı olamaz. Nejdet bu duruma çok üzülür ve çok ağlar. Ve kendince bu olaydan şöyle bir mesaj çıkarır. Arkadaşlar ile oyun oynarken nazik ve mesafeli olmak gereklidir. Yoksa taraflardan birisi zarar görebilir. Bugünkü masalımız da bu kadar.

 

Ne dersiniz???