Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Neden Her Şeyin İyi Tarafını Görmekte Zorlanıyoruz?

Tehditlere ve nahoş durumlara verilen tepkiler, fırsatlara ve keyifli şeylere verilen tepkilere kıyasla daha hızlı, daha güçlü ve engellenmeleri daha zordur.
Bir evli çiftin ilişkisinde, yıkıcı bir olayın sebep olduğu bir hasarı ancak en az beş iyi veya yapıcı eylem telafi eder. Kumarda kazanılan paradan duyulan haz, aynı miktarda kaybetmekten duyulan acıdan daha azdır.
Psikologlar insan zihninin kötü şeylere, eşdeğer iyi şeylerden daha hızlı, daha güçlü ve inatçı bir şekilde tepki verdiğini tekrar tekrar keşfediyorlar. Zihnimiz tehditleri, ihlalleri ve terslikleri bulma ve bunlara tepki vermeye göre şekillenmiştir. Bu sebeple her şeyin iyi tarafını görme isteğimizi hayata geçiremiyoruz ( Hairt, s. 46). Bunun sebebi beynimizin kendimizi koruyacak şekilde programlanmış olmasıdır.

Olumsuzlukları büyütmek (olumsu z süzgeç) ve olumluyu geçersiz kılma düşünce hatalarındandır. 
Pek çok insan, hatalı düşünce kalıplarının etkisiyle zor olan işleri daha da zorlaştıran tavırlar sergiliyor. Olumsuzu büyütme, kişinin karşı karşıya olduğu olayları aşırı derecede büyütme, pireyi deve yapma halidir. Bu hatalı bakış açısıdır.
Bazı insanlar küçücük meseleleri büyütürler. Ufak hastalıkları, dertlerini, sıkıntılarını, kederlerini aşırı derecede büyütürler. 
Neden olumsuzu büyütürler? 
Alt beyin özellikle güvenlik konusunda fazlasıyla duyarlı hale gelmişse yaşadığı olayların sadece olumsuz yönlerini ele alma eğilimi içinde oluyor. Olaylarla ilgili bir yargıya varırken geçmişin etkisiyle alt beyin “Ben yaşadığımı bilirim” diyor.
Alt beyindeki hipokampüs, yaşadığımız deneyimlerin hafızaya ne şekilde kaydedileceğinde belirliyor. Hipokampüs yaşadığı olaylar içerisinde daha ziyade olumsuz olayları kaydediyor. Bu durumda amigdala korku olayının parçası olan bir örnek bulursa vücudu alarma geçiriyor. 
Alt beyin bir durumla karşı karşıya kaldığında ya da bir insanla karşı karşıya kaldığı zaman hemen o insanla ilgili yaşadığı deneyimleri hatırlıyor. Ona güvenecek mi? Ona kızacak, ondan korkacak mı? Alt beyin “Ben yaşadığımı bilirim” diyor ve hipokampüsün kaydettiği deneyimlerden olumsuz deneyimleri daha çok hatırlıyor. Bu sebeple kişi, karşısındaki insandan iyilik görmüş olsa da açığa çıkan duygu olumsuz oluyor. 
Kişinin duygularına fazlasıyla önem vermesi bir düşünce hatasıdır. Buna da biz duygudan sonuca ulaşma diyoruz.
“Elektrik alamadım” demek alt beyinden, duyguların oluştuğu o sistemden beklediği o olumlu duygu gelmedi demektir. 
Bir korku yaşadıktan sonra, başka tehditlere karşı daha uyanık hale geliriz. Çünkü dünyaya belirsiz olayları tehditler olarak yorumlayan bir fitreden bakmaya başlarız. Birine kızdığımız zaman bizi kişinin söylediği her şeyi bir hakaret olarak algılarız. Tatsız bir duygu durumu, bizi bütün zevklere ve fırsatlara karşı köreltir. 
Bu sebeplerle alt beyinden gelen duygular konusunda dikkatli olmalıyız. Duygularımızı aklımızın ve vicdanımızın süzgecinden geçirmeliyiz.

Kaynak: Jonathan Hairt, Mutluluk Varsayımı, çev. Özcan Özgür, Hil Yayın, İstanbul, 2014, s.46