Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Değişim (İkinci Bölüm)

Değişim hız kesmiyor. Akıl almaz gelişmeler yaşanıyor: Meselâ eczahânede, kırtasiyecide, bin bir çeşit malzemenin bulunduğu nalburda veya düğme ve incik-boncuk satılan tuhafiyecide sayıca azalan emtia için raflardaki özel gözlem âletleri, işyerinin sâhibinden habersiz alâkalı toptan satıcıya telefon ederek, getirilmesini sağlayacak. Evlerdeki ve lokantalardaki buzdolapları da aynı hizmeti verecek.

Dahası var!

Çay, kahve ve diğer meşrubat ile künefe, pirzola, hamsiden somon balığına kadar bilumum deniz mahsulleri, tüketime hazır vaziyette kibrit kutusu büyüklüğündeki muhafazalarda aspirinden küçük tabletler şeklinde olacak. Lezzeti ve besleyiciliğinde, aslından hiçbir farkı olmaksızın…

Topraksız tarım ürünleri; sebzesi, meyvesi dâhil hepsi, evimizin küçük bir bölümünde yetiştirilebilecek. (Esâsen günümüzde de yapılabiliyor. Zamanla gelişecek daha küçük alanlarda daha çok ürün elde edilebilecek. 

Ortalama insan ömrü 100 yıldan fazla olacak. Buna rağmen gıda sıkıntısı çekilmeyecek, sağlık problemleri en aza inecek, belki de tamamen kalkacak.

Herkesin elinde cep telefonu büyüklüğünde yapay zekâ âleti olacak. Her şeyi ona danışarak yapacağı için yanlış yapmayacak, kimseyi öldürmeyecek.

Sırt çantasındaki açılabilir pervâneler, insanları helikopter gibi istediği yere götürecek. Cep telefonu büyüklüğündeki ‘algılayıcı’ olarak da anılan sensörler çarpışmayı önleyecek. Navigatörler yön ve mevki tâyininde rehber olacak. İcat edildiği târihten 3-5 sene sonra, insanlar o âlet olmadan nasıl yaşandığını bilmek için kafa yoracaklar… 15 yaşındaki gençlerin cep telefonu olmaksızın hayatın mümkün olmayacağına inandıkları gibi…

ARILAR…

Milyonlarca arı ölüyor ve yuvaları yıkıma uğruyor. Ancak birkaç hafta içinde AB habitatlarını koruma altına alacak, arılara ve tavbiata iyileşme şansı tanıyacak bir kanın tasarısını oylayabilir. Bu yasa dünyanın diğer bölgelerinin de kullanabileceği bir şablon oluşturabilir.

Muhafazakâr politikacılar güçlü bir yasaya karşı çıkan pestisit sanayii ve diğer çıkar gruplarından yana tavır alıyor. Parlamenterlerle yaptığımız konuşmalarda bize bu kavgayı kaybedebileceğimiz söyleniyor - anlaşılan politikacılar insanların bu meseleyi dert edinmediğini düşünüyorlar.

Avrupa’da olanlar AB sınırlarının ötesinde de önem yaşıyor. Arıların dünya çapında baskı altında olduğu gerçeğini unutmayalım ve liderlerimize ne kadar önemsediğimizi gösterelim!

Arıları ve yuvalarını kurtarmak için güçlü bir kanun çıkarın!

Arılar ve diğer tozlayıcılar zehirli kimyasallar yüzünden, habitatları tahrip edildiği için, kuraklık, iklim krizi, kirlilik ve daha birçok sebepten dolayı hayat mücâdelesi veriyorlar.

 

Üstelik sâdece arılar da değil: araştırmacılar dünyanın kuru alanlarının yüzde 75’inden fazlasının durumunun kötü olduğunu söyleyerek tehlike çanlarını çalıyorlar. Ormanlarımız, nehirlerimiz, otlaklarımız… hepsinin durumu sınırda. Kalitesi azalmış toprakları ve suları iyileştirmeyi ve buralardaki hayatı yenilemeyi hedefleyen bu iddialı kanun tasarısı işte bu yüzden çığır açıcı bir adım!

Avrupa Parlamentosu milletvekilleri önümüzdeki haftalarda bu yasayı oylayacaklar. Avrupa çapında yükselen seslerle bizi bir araya getiren bu beynelmilel çağrı nerede yaşarsak yaşayalım, attıkları her adımı yakından tâkip ettiğimizi gösterecek. Hemen yüz binlerce ses olalım. Çağrımızı bu ay Brüksel’de olacak kritik önemdeki kanun yapıcılara doğrudan ileteceğiz. Ve tabiat için yapılacak bu anlaşmaya şenlikli bir anlam katmak için yanımızda atılan her imzaya karşılık arı dostu yabani çiçek tohumu götüreceğiz. Hemen imzala:

Arıları ve yuvalarını kurtarmak için güçlü bir kanun çıkarın!

Avaaz topluluğu arılar için tekrar ve tekrar ses çıkardı. Arıların kurtarılması için yaptığımız 5 milyon imzalı çağrı târihimizin en büyük dilekçelerinden biri oldu. Orman kuşları için, çayır kelebekleri için, kent arıları için ve Avrupa’yı yuva bellemiş milyonlarca insan için bütün gücümüzle AB’yi kararlılıkla, güçlü ve gelişen, ayrı düştüğümüz değil bağ kurduğumuz bir tabîî HAYATA doğru ilerlemesi için zorlayalım.

Yılmaz bir ümit ve kararlılıkla…

(AVAAZ BÜLTENİNDEN İKTİBASTIR)

Habitat: ‘Yaşama alanı’ olarak da anılır. Bir canlının yaşadığı ve geliştiği yer. Bu yer, fizikî bir bölge, yeryüzünün özel bir parçası, hava, toprak veya su olabilir. Habitat, bir okyanus veya bir çayırlık kadar büyük olabileceği gibi, çürümüş bir ağaç da bir böceğin bağırsağı kadar küçük de olabilir.