Hicran GÖZE

Avukat - Yazar

Alkışlarla Kalkan Cenâzeler

Yeni bir âdet türedi. Bâzı cenâzeler öteki dünyâya alkışlarla yolcu ediliyor. Bildiğimiz kadarıyla alkış yaşayanın yaşayana, hayatta olana iltifatıdır. Alkış bir dünya takdiridir. Sahneye çıkan sanatkâr, kürsüye çıkan politikacı ve hatip hep alkış bekler. Bir tiyatronun, bir konserin son sahnesi alkışlarla kapanır ve alkışlarla açılır.

Alkış bu fâni dünyâda değeri olan dünyevî bir mükâfattır. Bazen de dalkavukça el şakırtılarıyla yalancı, iki yüzlü bir hâl alır. Bu dünyâya pek fazla rağbet etmeyen olgun ve kâmil kişilerin alkışlara pek önem vermedikleri de ayrı bir gerçektir. Onlar için alkışlar mühim olmadığı gibi alkışların tam zıddı davranışlar da önem taşımaz. Çünkü bilirler ki bu gün alkışlananlar, ayakları biraz tökezleyince unutulur hatta yuhalanırlar bile… Kısacası insanoğlu alkışlanmaya bayılır. Ama hayat denen sahnenin son perdesi ölüm denilen hiç değişmeyecek bir olayla kapandığı zaman iş değişir.

Bu son perdenin alkışlarla değil başlar önde düşünülerek, yekûn hattını çekerek kapatılması lâzımdır. Alkışlar bu dünyâyı terk eden için hiçbir şey ifade etmez. Bu dünya şakırtısı ölüm hâdisesiyle sarsılmış, ızdırap çeken, düşünmek isteyen pek çok kişiyi de rahatsız eder. Belki ölüyü de… Çünkü onun inananlara göre artık bu dünya ile bağı kesilmiştir. Allah’ın hükmünün mühim olduğu bir âlemdedir. Bir dünya iltifatı olan alkıştan çok duaya, tefekkür eden insanların duasına ihtiyacı vardır. Çok büyük bir hâdise olan ölümü alkışların gürültüsüyle ibret ve tefekkür konusu olmaktan çıkarmak bir fırsatı daha heba etmektir.

Bize çok yabancı bir davranışla cenazeyi alkışlarla uğurlamak da büyük bir ihtimalle yabancı malıdır. Çünkü iyi veya kötü her şeyi Avrupalı yapar olduktan sonra yapmak gibi eski bir hastalığımızın olduğu malûmdur. Arkasında bin bir türlü niyetin olduğu samimiyetten uzak bu alkış sesleri ölülere hiçbir şey vermez de acaba dirilere ne kazandırır? Ölenler ölümü Hz. Mevlâna gibi “düğün” Kabul eden bir mürşit, Yunus Emre gibi gerçek bir derviş, alkışlayanlar da Yaradan ile buluşmanın ilahî hazzını hissederek yaşayan kimseler olmadığına göre manası nedir bu alkışların? İnsanları bir cenazelik zaman zarfında olsun ölüm denilen büyük ve müthiş hâdiseyi düşünmekten ve ibret almaktan alıkoyacak bir hava yaratmak mı?