Şu lâfa bakın:
"Türkçe onun (Mehmed Âkif'in) kaleminde en sâde ve bununla berâber en beliğ bir şiir dili olmuştur..."
Mehmed Âkif'in ölüm haberini veren bir gazetenin o gün yazdıklarından...
Tabii ki bunlar ancak kara câhil, koyu gāfil birinin kaleminden çıkabilir...
RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) aşkına, bundan daha saçma düşünce olabilir mi!
Neymiş, "Türkçe onun kaleminde en sâde bir şiir dili olmuş!.."
***
Yeni yetişen nesiller için İngilizce mi daha anlaşılmaz, yoksa Mehmed Âkif'in şiirleri mi?
Bugünkü Türkçe ve edebiyat hocaları arasında Mehmed Âkif'in Safahat'ını -bırakın anlamayı- baştan sona doğru okuyabilenler yüzde biri bulur mu?
***
Evet, karşımızda çözülmeyi bekleyen kocaman bir problem var:
Ya 1930'lara kadar gelen Türkçe "anlaşılmaz" bir dildi yâhut devletimizin ısrarla yürüttüğü RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) politikası o Türkçeyi "anlaşılmaz" hâle getirdi...
Bu meselenin net cevâbını veremeyenlerin / vermeyenlerin elinden ve dilinden Türkçeye bir zırnık fayda gelmez...
"Güzel Türkçe" vb. sloganları temcit pilavı gibi tekrarlamak tek kârımız.
Affedersiniz, unuttum:
"Türk Dil Bayramı" yaparız, bir de...