Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Kusursuz İnsan Yanlışsız Bilim Olmaz

Seçmensiz demokrasilerde seçimlerle değişmeyen, ömür boyu başkanlık peşinde koşanların elinde, barış dünyası savaş dünyasına dönüşüyor.

 *

Duvarların olmadığı bir yüzyılda, seçilmiş ya da seçilmemiş başkanların, her şeyi bilmediğini herkes biliyor. Ancak değişmeyen başkanlar, bilmedikleri hiçbir şeyin olmadığını sanıyorlar. Bu yüzden iki dünyayı birbirinden ayırmayan aydınların, sorumluluklarının başında, “Allah’ın bilgisinin üstünde bilgi” olmadığını anlatmak geliyor. *

Bütün bilgilerin ve bilgeliklerin, ana kaynağı olan Peygamberler dönemi, zamanın sıfır noktası Mekke’de başlar, bilginin ve bilgeliğin zirvesine Medine’de ulaşılır. Mekke’de açılan gizemli kitap, Medine’de kapanır. İlk Peygamber’le başlayan insanlığın, dünyadaki bilgi ve bilgelik serüveni, Son Peygamber’le doruk noktalanır.

*

İnsanlığın bilgi kervanı, Kenan’dan Mısır’a, Mısır’dan Atina’ya, Atina’dan Roma’ya, Roma’dan Kudüs’e, Kudüs’ten, Mekke’ye, Mekke’den Şam’a, Bağdat’a, İstanbul’a, Semerkant’a, Kurtuba’ya, Paris’e, Londra’ya, Washington’a, Pekin’e yolculuğuna devam ediyor. Düşünürler dönemi kapanırken, yeniden peygamberlere dönülüyor.

*

Yirminci yüzyılın Marx’ları gibi, “Dinler toplumların afyonudur” diyerek, ekonomi her şeyi belirler, ekonomi için yapılmayacak şey yoktur diyenler, dünyayı ateş topuna dönüştürüyorlar. Dünyanın tarihine geniş açıdan bakıldığında, ülkelerinin birikimlerinin “Öncü Peygamber”lere verilen, Kutsal Kitap’lara düşülmüş, bir dipnot oldukları görülür.

*

Yüzyılların içinde oluşan düşünce ve eylem tarihinde, peygamberlerin haber verdikleri doğruları, düşünürler deneme yanılma yöntemiyle ararlar. Bunun için Karl R. Popper’ın, kitaplarında sürekli vurguladığı gibi, bilimsel gelişme süreci, savunulan doğrular yanlışlana yanlışlana ilerler. Bilimsel dünyada her düşünür hata yapar, kusursuz düşünür olmaz.

*

Bilgide ve bilgelikte eksiksiz olduklarına inananlar, kimsenin önceden bilmesi söz konusu olmayan, gelecekten haberler vererek insanları yanıltırlar. Onlar geçmişte çok görüldüğü gibi, güçlü olmak için dünyayı ateşe vermekten kaçınmazlar. Bunun için Popper “Bilim doğruluk arayışıdır”, “Kesinlik arayışı değildir” deme zorunluluğu duyar.

*

Yönetenlerin ve yönetilenlerin sürekli hata yaptıkları dünyada, herkes hataları önleme görevi yüklenir. Bir alanda çok şeyleri, başka alanlarda bir şeyleri bilen eleştirel düşünen aydınlar, Anadolu’da denildiği gibi “Kusursuz insan olmaz” diyerek, bildiklerini bir şiir gibi, en yalın, en güzel, en kısa olarak anlatma sorumluluğu taşırlar.

*

Aydınlar sorumluluklarını yerine getirmezlerse, değişmeyen otokratik yöneticilerin elinde, akan kanlar sele dönüşürler.