C. Yakup ŞİMŞEK

Eğitimci, redaktör

C.Yakup_Simsek@hotmail.com

Ey "Sayıt" Oğlu "Sayıt"

"Seyyid" diye tanınan veyâ tanıtılan ne çok kişi var, mâşallah!

Bunların gerçeğini sahtesinden ayırt etmek bugün çok zor.

Velâkin işte tam bu noktada dur!

Dur ve bana kulak ver.

***

TDK muhtemelen bu zorluğu düşünmüş ve çözmek için dâhîce bir şey yapmış.

Ne yapmış, biliyor musun?

Hz. Peygamber soyundan gelenlerle gelmeyenleri, kısaca bunların gerçeğini sahtesinden ayırt etmek için "sayıt" kelimesini îcâd etmiş...

Tek kelimeyle "kerâmet" derim buna ben.

Niye mi?

Eğer RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) politikası bu mübârek "sayıt" kelimesini benimseyip bağrına bassaydı mûcize gibi bir şey olurdu:

Gerçekten Hz. Peygamber soyundan gelenleri sahtesinden ayırt etmek mümkün olurdu.

 ***

Peki, nasıl mümkün olurdu bu?

Şöyle:

"Seyyid" ünvânını devlet tamâmen yasaklardı önce. (Yıllardır "unvan" imlâsıyla yaz[maya alıştırıl]dığım kelimeyi şimdi "ünvan" biçiminde yazarken bir tuhaf oIdum.)

İster gerçek ister sahte bilumum "Seyyid"leri toplayıp bundan böyle ünvan olarak yalnızca "Sayıt" kelimesini kullanma haklarının olduğunu, "Seyyid"den vazgeçemeyip kullanmaları hâlinde cezâya müstahak olacaklarını resmen bildirirdi.

İşte o zaman -gerçek veyâ sahte- "Seyyid"lerin nasıl azalıp başka türlü yaşamaya başladığını görürdün... Ha, eğer bunlardan birkaçı gönül indirip "Sayıt" olmaya râzı olsaydı onlara bir şekilde yine hürmet ederdin.

***

"Seyyid"lerin birdenbire "Sayıt" olması, Türkçede buna benzer daha nice öz Türkçe fantezilerinin yapılmış olabileceğini düşündürdü tabii ki. İçinde "Seyyid" bulunan birtakım sözleri de "Sayıt"larla şereflendirmiş olabilirlerdi.

Gelgelelim TDK bu yolda öz Türkçecileri hayal kırıklığına uğratmış.

Meselâ "Seyyid-i Kâinât" yerine "Evrenin Sayıtı" demeyi unutmuş.

"Seyyidü’l-Enbiyâ" yerine "Yalvaçların Sayıtı" demeyi de ihmâl etmiş.