“Bir Başka”yı, hemencecik îzah edeyim: Bundan önce, Âşık Veysel hakkında birçok kitap yazıldı. Bunlardan, bizzat okuyup tetkik ettiğim üç kitap var.
İlki; Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 1972’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan “Âşık Veysel, Hayatı-Şiirleri ve Hakkında Yazılanlar”; ikincisi, Yavuz Bülent Bâkiler’in 1986’da, Tercüman Âile ve Kültür Kitaplığı yayını olarak çıkan “Âşık Veysel, Hayatı ve Şiirleri” adlı kitap ve üçüncüsü de, Özkan Yalçın’ın 2000 yılında Ötüken Yayınları arasında neşredilen “Âşık Veysel- Dramı Sanatı Şiirlerinden Seçmeler” adlı eserdir.
“Bir Başka” diye takdim edeceğim ise; Oğuz Çetinoğlu tarafından kaleme alınan 2023 yılında BİLGEOĞUZ Yayınları arasında okurlarla buluşan 215 sayfalık “Âşık Veysel, Hayatı-Şahsiyeti-Fikirleri-Seçme Şiirleri” adlı kitaptır.
Âşık Veysel’i, ilk defa, 1958 yılında, lise ikinci sınıftayken, Okul Komutanlığı’mızın dâveti üzerine geldiği Erzincan Askerî Lisesi konferans salonunda dinlemiştim. Hemen söyleyeyim ki, konferans salonu, bir barakaydı. O zamanki düşüncelerimi, “Âşık Veysel Hâtırası” başlıklı yazımla Türk Edebiyatı Dergisi’nin Temmuz 1974- 31. Sayısında yayınlamıştım.
Bilâhare; “Âşık Veysel’in Şiirlerinde Millî Birlik Duygusu” başlıklı makalem, hem Millî Kültür Dergisi’nde (Sayı: 45, Haziran 1984), hem de Türk Edebiyatı Dergisi’nde (Mart 1985) yayınlandı. Son olarak ise; “Âşık Veysel Aşkı” başlıklı makalem, wwwkapsamhaber.com’da (22 Mart 2018) yayınlanmıştı.
Şunu demek istiyorum ki; Âşık Veysel (1894-21 Mart 1973), muhteşem Türk şiirinin son zirvelerinden biridir ve Ahmet Yesevî’den beri şahlanarak gelen îmanlı gür sesin terennümcülerindendir.
Demek ki; Oğuz Çetinoğlu’nun, böyle bir mühim bir şahsiyeti bizimle tekrar buluşturmasının bir maksadı ve hedefi vardır.
Yazar Çetinoğlu, “Âşık Veysel’in Hayat Hikâyesi” başlıklı bölümde:
“İlk şiiri, Cumhuriyet’in 10. yıl dönümünde Atatürk için söylediği destandır. Bu destanı Atatürk’ün huzurunda okuyabilmek için büyük bir mücâdele verdi. Bu mücadelenin hikâyesi, hayli alâka çekicidir: Ankara’da Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Kutlamaları vardı. Gazi Mustafa Kemal Paşa için yazdığı ‘Türkiye’nin ihyası Hazreti Gazi’ şiirini Atatürk’ün huzurunda okumak istiyordu. Bir arkadaşıyla üç ay yürüyerek Ankara’ya geldi. Hikâyenin devamını kendisiyle yapılan röportajdan öğrenelim.”
Dedikten sonra, Âşık Veysel ve arkadaşının yaşadığı bu müthiş mâcerâyı bizzat kayda alan Fâtih Tabur’un Özel Haber başlığını taşıyan sözlerinin aslına sâdık kalarak yayınladı.
Tabiî ki, yazı uzun. Buraya, özünü bozmadan bâzı bölümlerini almak istiyorum.
Fâtih Tabur’un röportajında, Âşık Veysel konuşuyor:
“…Nihâyet kara kışın içinde, evvelki arkadaşım İbrahim vardı, Angara’ya gadar gidelim dedik. Yaya olarak düştük yollara. Akdağmadeni’nden, Yozgat köylerinden, Alacanın köylerinden, Sungurlu ve köylerinden, efendim, Çangırı’nın bâzı köylerinden, Çıbık’tan hasılı üç ayda Angara’ya gelebildik. Çünkü kış, yaya..
Angara’ya geldik. Misafir olacah yerimiz yoh. Cebimizde para yoh. Kendimize güvenemiyoruk otelde şurda burda yatmak için…” (Sf. 24)
“…Ayağımızda çarıh, bacağımız şalvar, üstümüzde şal ceket, belimizde guşak, perişan bir vaziyetteyik…” (Sf. 26)
Elbette ki, tamamını yazarsan olmaz! Yalnız şu var ki, çekilen sıkıntıların ifade edilmesi, belirtilmesi gerekir.
Âşık Veysel, yedi yaşından itibaren bu dünyayı görmez olmuştu. 1894 tarihinde doğduğuna göre, 1901 yılından itibaren görmüyordu. Doğduğu şehir Sivas’ın dışına da ilk kez çıkıyordu.
Ankara yoluna düşüşü, Cumhuriyet’in ilânının 10. Yılı olan 1933’tür ve Âşık Veysel 39 yaşındadır.
Böyle bir hayattan ve verilen bu büyük mücâdeleden almamız gereken nice ibretler olmalıdır değil mi?
İşte; Oğuz Çetinoğlu’nun hazırlayıp sunduğu “Âşık Veysel” kitabı, böyle bir kitaptır! Okunmalı ve okutulmalıdır!..
Bu vesileyle; araştırmacılar için, konu başlıklarını da sıralamakta fayda görüyorum:
“Âşık Veysel’in Şehri Sivas- Âşık Veysel’in Yetiştiği Çevrenin Şâirleri-Âşık Veysel’in Hayat Hikâyesi- Atatürk ve Âşık Veysel-Âşık Veysel’in hayatından Kesitler- Âşık Veysel Hakkında Yazılan Makale ve Şiirlerden Örnekler- Âşık Veysel’in Seçme Şiirleri”.
Âşık Veysel’in, Ahmet Yesevîler’den gelen sesin devamı ve terennümü olduğunu ifade etmiştim. Büyük şâirimiz Fuzûlî bir beytinde şöyle der:
“Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabib
Kılma derman kim helâkim zehri dermanındadır”
“Aşk derdi”, öyle bir dert ki, Âşık Veysel’imiz de “Güzelliğin On Par’etmez” şiirindeki hislerini âdeta Fuzûlî’ninkiyle aynîleştirerek şöyle der:
“Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa “
Kıymetli Yazar Oğuz Çetinoğlu tarafından hazırlanan Âşık Veysel hakkındaki bu çalışmanın sâdece ilgililere/araştırmacılara değil, Âşık Veysel sevdâlılarına da önemli bir kaynak olacağına inanıyorum.