Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Kırım Türkleri

Tatar; bir ırkın adı olmayıp, Rusya’da yaşayan Türklere Ruslar tarafından verilmiş isimdir. Osmanlı Devleti’nde, bu isimlendirme ile ilgili olmayıp, haberleşme işlerinde kullanılan görevlilere tatar denilmekte idi.

Tatarlar, Türk milletine mensup muhtelif gruplardan biridir. Bunda aslâ şüphe yoktur. Muhtelif gruplardan birine mensup olmaları, onların Türklüklerine en ufak bir halel getirmez.

Ruslar, batılılar ve bazı Orta Doğu ülkelerine mensup insanlar; Türkiye’de yeni yeni etnik gruplar, azınlıklar oluşturma çabaları içerisindedirler. Aslen Türk olan insanlara, ayrı bir etnik grup, farklı bir millet oldukları fikri dayatılmaktadır. Dayatmalara; günün birinde Kırım, Kazan ve diğer kuzey Türklerinin de mâruz kalacağını düşünmek ve bu düşüncenin gerçaklaşması için çalışmak vatana ve millete ihânettir. Soydaşlarımızın dayatmalarla; kültürlerinde aşınmalar, inançlarında zayıflamalar ve milliyetlerinde değişimler yaşanması en büyük felâketimiz olur.  Böyle bir kayba uğramamak için soydaşlarımızın Türklükten başka bir isim ve sıfata itibar etmemesi gerekir. 

Kırım Türklerinin mücâhit önderi, kültür yolbaşçısı Müstecip Ülküsal, Kırım Türk Tatarları isimli kitabında, Tatarlar ara başlığı altında şunları yazıyor:

Bir toplumun hangi millete mensup olduğunu belirleyen ve ispatlayan en temelli ve kuvvetli unsurlar ve deliller o toplumun konuştuğu anadilidir ve halk edebiyatıdır. Ruhunda beslediği millî duygu, şuur ve emeldir, toprağına ve geleneklerine yürekten bağlılıktır.

Bugün (Tatar) denilen Kırım Türklerinin anadilleri Türkçe’dir. Sözlerinin kökleri ve cümlelerinin kuruluşları itibariyle bütün Türk illerinde konuşulan Türkçe’dir. Çarlık ve Komünistlik rejimleri altında Kırım'da basılmış olan Türkçe kitapları ve gazeteleri Türkiye Türklerinden biraz dikkat ederek kim okursa kolayca anlar. Anlamayacağı sözler yüzde onu bulmaz. Bunların da kökleri araştırılırsa unutulmuş Türk sözleri oldukları görülür. Hiç bir târihte tamamen Rus dili ve edebiyatı ile yaşamış olan bir Tatar kavminden veya milletinden bahsedilmemiştir; tam tersine Tatarların Türk milletinin bir boyu olduğundan bahsedilmiş ve edilmektedir. Sonuç olarak, Kırım Tatarları anadili, duygusu, şuuru, vicdanı ve emeli ile büyük Türk milletinin ayrılmaz bir parçası, bir boyudur.

 

İKTİBAS

ŞERİF AYDEMİR’DEN KISA KISA

  1. Mektuba yazdırılan feryat gibi bir cümle:                                                                                                              
    Ah oğul, gurbete sen çıktın, garip kalan ben oldum
  2. Akhisarspor-Antalyaspor maçı var. Yağmur sicim gibi yağıyor. Seyirci fazla gelmemiş. Akhisarlılar kapalı tribünde, misâfir takımın taraftarları ise açıkta yağmur altında ıslanıyorlar. Akhisar Belediye Başkanı da kapalıda... Başkan öncülük yapıyor, Antalyalıları kapalıya dâvet ediyorlar. Bağıra çağıra, gelin, ıslanmayın deseler de polis güvenlik sebebiyle izin vermiyor. Bu sefer Başkan'la birlikte bütün Akhisar seyircisi açık tribüne geçiyor ve hep birlikte ıslanıyorlar. Maçın skoru mu? Hiç önemli değil. Çünkü o günden sonra kardeş takım olmuşlar.

Berâber seyredilen maçlar, gösteriler, filmler; berâber gülen dudaklar, berâber atan kalpler, aynı havada berâber soluklanmalar... İnsana nasıl da lâzım oluyor kış ortasında bir sevinç baharı yaşamak...

Çünkü insan insanın hızırıdır. Şifası, sılası, yurdudur. Şirazlı Sadi'yi 1200'lü yıllardan alıp getirsek mi? Misâfir etsek gönlümüze. Ne içten söyler: ‘Bu dünya, bir kez olsun bir dosta selâm vermek için bile yaşanmaya değer...’

  1. Şehit evini ziyâret eden binbaşı anlatıyor: ‘Evde şehidin 5 yaşındaki kızıyla karşılaştım Elinden düşürmediği mâvi bir balon vardı.

-Berâber oynayalım mı?                                                                                                                                  
-Olmaz, patlarsa ölürüm.                                                                                                                          
–Patlarsa binlerce balon alırım sana!                                                                                                                    
–Olmaz! Onu babam şişirmişti. İçinde babamın nefesi var.

Câhit Sıtkı Tarancı yetişiyor imdadıma: Ürperen bir sesle kulağıma mısralarını fısıldıyor:

‘Bil ki ölmüşüm / Fakat yine üzülme, müsterih ol. / Ve neden sonra / Kabirde böceklere anlatırım güzelliğini.’

(Şerif Aydemir: Yaşamak Geçti Başımdan. Akıl Fikir Yayınları, İstanbul 2023)