Acaba aklımızdakiler hayatımızı nasıl etkiliyor?
Zihnimizin çalışma ilkelerine göre, her zaman en çok düşündüğümüz şeye doğru çekiliriz. İster isteyelim ister istemeyelim, beynimiz düşündüğümüz şeye yoğunlaşır.
Zihnimiz resimlerle çalışır. “Kitabımı unutmak istemiyorum” derseniz, zihninizde önce bir unutulacak kitabın resmi belirir. Zihniniz “unutmayacağım” demenize rağmen, yine o resim üzerinde çalışır.
Hasta olmak istemiyorum dediğimiz zaman, zihnimiz öncelikle hasta halimizin resmini oluşturur ve hastalığa doğru itiliriz.
Düşüncelerimizle her gün bilinçaltımızda programlar oluşturuyoruz. Bu bakımdan başarılı ve mutlu olmamız için, zihnimizi başarılı ve mutlu insanlar gibi kullanmalıyız.
Çatalla yemek yemeği önce öğreniriz ve sonra uygulamaya başlarız. Bu uygulama bilinçli bir çaba gerektirir. Zamanla çatalla yemek yemeğe yatkınlığımız artar ve bilinçaltı programımızı bir parçası haline gelir. Bu tür bütün tavırlarımız ve becerilerimiz bilinçaltı zihne yerleştirilir.
Bilinçaltımız, bilinçli düşüncelerin tamamını içerir. Düşüncelerimiz aracılığıyla bilinçaltı zihnimizde biriktirdiğimiz her şey şu andaki hayatımızdaki sonuçları oluşturur. Başarılarımızın veya başarısızlıklarımızın sorumlusu bu bilinçaltı programlarımızdır. Bilinçaltımız için, bu yüklenen programların doğru olup olmadığı da önemli değildir (Andrew Matthews, Mutlu Olmak, s. 66).
Beyninizde ne tür programlar oluşturuyorsunuz? Size yararlı hangi programları yapıyorsunuz?
Şu anda bilinçaltımızda, yürüme, konuşma, uyurken sorun çözme, bedenimizi iyileştirme, tehlikedeyken hayatımızı kurtarma ve daha pek çok program vardır. Nemli olan bu programların hedeflerimize ve amaçlarımıza uygun olmasıdır.
Bugün yaşadığımız her olay, beyin programının sonucudur. Bir bilgisayar gibi, beyine neyi, nasıl kaydetmişsek, onu yaşar ve onu takip ederiz.
Bu muhteşem beyin gücünü iyi yönde kullanmak bizim elimizdedir. Örneğin, bilinçaltına nefret tohumu ekersek nefret biçeriz. Sevgi gönderirsek seven ve sevilen varlık olmayı seçeriz. Çünkü bilinçaltımız düşüncelerimize karşı çok duyarlıdır. İçimizdeki şartları değiştirdiğimizde dışımızdakilerde değişecektir.
Programları oluştururken, karşımıza çıkmış veya çıkacak sorunlardan korkmamalıyız. İnsanlar sorun çözmek için tasarlanmıştır. Sorunlar öğrenme fırsatları sunar. Bu gerçeklere göre beynimizi programlamalıyız.
Unutmayalım: İnsan olma paket programında sorunlar vardır. Bu programda, sevmek, gülmek, ağlamak, düşmek, ayağa kalkmak, denemek, hata yapmak, tekrar ayağa kalkmak zaman dilimlerine göre yer almaktadır. Biri gider öteki gelir.
Mevlana' nın çok güzel ifade ettiği gibi, "Sıkıntılar ( sorunlar, ruhsal yorgunluklar) misafirdir, gelir ve giderler. Önemli olan gönderenin hatırına misafire sabretmektir."