Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Yaşlanmayı Yavaşlatabilir miyiz?

Cevabı baştan verelim. Evet, yaşlanmayı yavaşlatabiliriz. Merak etmeyin spordan, bitkisellerden, beslenmeden, vitaminlerden vb. bahsetmeyeceğim. Bunlar zaten çok konuşuluyor. Dikkatinizi sağlıklı bir zihinsel yapıya çekmek istiyorum. Çünkü sağlıklı ve uzun yaşamak midede olup bitenlerden çok, zihinde olup bitenlerle ilişkili.

Düşünceler sağlığımızı bozabilir de düzeltebilir de. Sağlıklı bir zihinsel yapı bizi ayakta tutabilir, olumsuz bir zihinsel yapı ise yaşlanmamızı ve çöküşümüzü hızlandırabilir.

Dikkatimizi neye verirsek o şey hayatımızda güçlenmeye ve çoğalmaya başlar. Çektiğimiz acıya dikkatimizi verirsek acı daha da büyür. Örnek olarak plasebo etkisi verelim.

Plasebo fiziksel olarak iyileştirici bir güce sahip olmayan şekerden yapılmış bir haptır. Doktorlar bu hapları ilaç gibi verir ve hastalara acılarını dindireceğini söylerse hastaların yaklaşık % 30’u acılarından kurtulabiliyor. Plasebo etkisi bizim yaptığımız bir yorumdan ibarettir. Dikkatimizi bu hapın acımızı dindireceğine verirsek, bedenimiz etkili kimyasalları oluşturabiliyor. Önemli olan verilen ilacın işe yarayacak bir ilaç olduğuna inanmaktır. İnsanlar, isterlerse düşünceleriyle kendilerini iyileştirip yaşlanmayı geciktirebilirler. Bedenin kendi kendini iyileştirme gücü vardır.

Hepimiz “Hiç zamanın yok.” diyen insanlar tanırız. Zaman onlar için hızlı akar bu sebeple devamlı saate bakarlar. Onların kalp atışları daha hızlı, kan basınçları daha fazla, insülin seviyeleri daha yüksek ve kalp atışları düzensizdir. Bu kişiler kalp krizi sonucu öldüklerinde gerçekten yaşamaya zamanları kalmamış olur. Onlar dikkatlerini sağlıklı ve mutlu yaşamaya değil, stresli yaşamaya verdikleri için stres büyümüş ve yaşlanmaları hızlanmıştır. Hz. Süleyman şöyle der: ”Mutlu bir kalp ilaç kadar etkilidir.”

“Dünya kadar zamanım var.” diyen insanlar da tanırız. Bu insanların kalp atışları daha yavaş, kan basınçları daha düşük ve bedensel tepkileri daha yumuşaktır. Bunlar daha uzun yaşarlar. Gerçekten dünya kadar zamanları vardır. Onlar dikkatlerini sağlıklı ve mutlu yaşamaya verip yaşlanmayı yavaşlatmışlardır. Bu sağlık iyimserleri güler yüzleriyle karşılarındaki insanları da rahatlatırlar.

Bakın Deepak Chopra ne diyor: “Bir psikiyatri koğuşunda görev aldığımda hastaların bazılarında zaman kavramının olmadığını fark ettim. Sonuç olarak bedenleri yaşlanıyor gibi görünmüyordu. Otuz yaşında gibi gösteren altmış yaşında bir kadın vardı. Çünkü onlar için zaman kavramı yoktu” ( Chopra, s. 46). Yani yaşlanmayı düşünmedikleri için yaşlanmaları yavaşlatılmıştır.

Bir düşünürün dediği gibi “İnsanların yaşlanmasının ve ölmesinin tek sebebi diğer insanların yaşlanıyor ve ölüyor olduklarını görmeleridir.” Yaşlanan insanların yanında dikkati devamlı yaşlanmaya ve ölüme vermek, yaşlanmayı hızlandırıyor.

O halde içimizdeki iyileşme gücünü uyandırarak, bedenimizdeki eczanenin uygun ilaçları yapmasına düşüncelerimizle yardımcı olarak ve dikkatimizi sağlıklı ve mutlu yaşamaya vererek yaşlanmamızı yavaşlatabiliriz.

Bir husus daha var: Uzun ömürle ne yapacağımızı da bilmemiz gerekir. Unutmayalım: Bu dünyada yararsızlaşan bir şey hemen ölür. Sağlıklı oluş, sürekli gelişmeye bağlıdır.

Kaynaklar Deepak Chopra, Güç, Özgürlük ve Lütuf, İSTANBUL, 2007.

Zülfikar Özkan, Zihinsel Terapi, Hayat Yayınları, İstanbul, 2015.