[Bu RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) bana öyle ilhamlar veriyor ki yukarıdaki serlevha aruzun kanatlarıyla geldi.]
Dilde bu türlü sivri akıllılık yapma demedim mi sana ben?
TDK n'olur n'olmaz diye sana "işlev"in yanında bir de "izlev" vermiş bak!
***
Neden peki, bunun hikmetini hiç düşündün mü?
Ah seni kalın kafalı, ah!
Konuşurken bozuk plak gibi "işlev, işlev, işlev" dersen ne olur, söyle bakalım!
Anlaşıldı, bunu da ben izah edeceğim sana.
Şimdi sen "işlev, işlev, işlev" diye üst üste tekrarla bakalım.
N'oluyor, dilinin orta kısmı kaşınıyor, değil mi?
Bu kaşınmanın sebebi işte "işlev"deki o vıcık vıcık ve gıcık "ş" sesidir.
***
İlâç gibi kelimeleriyle her dil kaşıntısına birebir ve ehl-i tedbir olan Dr. TDK o sihirli "izlev" reçetesini senin için yazdı.
Yüzde yüz yerli ve millî ve TDK patentli olan bu "izlev" kelimesi Türkçeyi "fonksiyon" belâsından kurtarmak için yapıldı. Ama bu kelime resmen Aspirin gibi çıktı.
Aynı zamanda dil kaşıntısına derman oldu.
Sevgili Z nesli!
Beni "izlev"eye devâm ederseniz size daha nice müjdeler veririm.
Not: Bizi "fonksiyonel" kelimesinden kurtarmak için "işlevsel" sözünü yapan TDK, "işlevsel, işlevsel, işlevsel" diye konuşanların dilinde çıkacak kaşıntıya karşı "izlevsel" sözünü neden yapmamış, anlamadım.
Öz Türkçe adına ayıp!